26 Temmuz 2010 Pazartesi

Sivas'ın Işığı Sönmeyecek.


Sivas'ın Işığı Sönmeyecek.
26.07.2010

Sivas ve diğer katliamları unutmadık unutturmayacağız!

Cumhuriyetimizin kurulduğu günden bu güne çözemediği iki temel konu vardır:1 kimlik 2 inanç sorunudur. Tek kimlikli dayatmacı anlayışımız 87 yıllık cumhuriyetimizde hep sorun olmuştur. İnanç sorunu ise İslam dini suni bir inanca göre şekillendirilmiştir. Oysa Anadolu coğrafyamızın farklı kimlikleri farklı inançları vardır.

Kendini Müslüman toplum olarak kabul eden ibadet ve yaşam biçimi olarak kendini tanımlayan alevi toplumu maalesef cumhuriyet dönemimizde en ağır bedelleri ödeyen kesimdir. Gerek Dersim (Tunceli) olayları gerekse Maraş, Çorum, Sivas ve gazi olayları ile ret edilerek acılar yaşatılmıştır. 1938 Dersim olayları 9 Ekim 1978 Maraş 111 kişinin hayatını kaybettiği olaydır. Mayıs ve Temmuz ayları arası 1980 yılında çorum olaylarında yaşamını kaybeden 57 kişi, 2 Temmuz 1993 yılında Sivas olayları 37 kişi hayatını kaybetti. 13 Mart 1995 gazi olayları yine 17 kişi hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır. Devlet olarak dönem dönem ülkede yaşanan sorunlara eşit, özgür, adaletle bir yaşam biçimi sunmadığı sürece 87 yıllık huzursuz bir toplum olma yolunda ilerleyeceğiz. Ya da bu dayatmadan vazgeçerek ötekileştirmeden çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı, eşit özgür bir ülke olma yolunda ilerlemelidir. Doğusunda Müslüman bir kültür batısında Hristiyan ve Musevi kültürü yine doğusunda şeriat sistemi ile yönetilen ülkeler batısında sözüm ona laiklik çağdaşlık adı altında yaşayan ülkeler oysa ne doğu nede batı tarih boyunca örnek bir model sunmamışlardır. Doğu batı baskısı altında kalmadan Anadolu coğrafyamızın çok kültürlü zengin doğal yapısından hareket ederek mutlu huzurlu bir arada farklılıklarımızı kabul ederek yaşayabiliriz. Yeter artık kimliklerinden dolayı sorun yaşamayalım. Yeter artık inançlarından dolayı insanlarımız diri diri yakılmasın. Dünyanın en büyük silahlı örgütü olan NATO kuruluşunun 4 Nisan 1949 gününden bu yana ülkemizin dâhil olduğu tarih 22 Ekim 1951'de kabul edildi.18 Şubat 1952'de meclisteki tüm partiler tarafından onaylanmıştır. O gün bu gündür dünya'nın en büyük milli güvenlik kurumu olan NATO üyesi olan tüm ülkelerde kendine bağlı milli güvenlik kurumları oluşturarak tüm ülkelerde iç çatışmaların en büyük sebebidir. 1952'de kabul ettiğimiz NATO bakın bize ülkemizdeki yaşattığı sorunlara 1955 eğitim sisteminin yok edilmesi, 1955 6–7 Eylül olayları İstanbul'da müslüman olamyan hıristiyan ve musevi vatandaşlarımızın evlerinin kundaklanması,12 Mart 1971'de muhtıra sonrası yaşanan kanlı süreç ve ekonomik yönlendirmeler. Dünya ticaret örgütü ve IMF'nin aldığı kararlar NATO bağlantılı glatyo kontra gerilla ülkemizdeki sivil gerici faşist örgütler ile yaşatılan olaylar,1 Mayıs 1977 olayları 7 tiplinin 1978 yılında evlerinde katledişi. Maraş,  Çorum devamında gelen 12 Eylül faşist cuntası 1950'den bu yana NATO güdümü ülkemizin sağ iktidarlarının bizlere yaşattıkları bunlardır.1980 yılı sonrası ekonomik gelişme neo-liberal politikalarıyla devletin ve kamunun küçültülerek sermayenin insafına terk edilmiştir.

Bu gün yaşamakta olduğumuz sorunların tümünde NATO bağlantılı ABD'nin AB'nin çıkarları söz konusudur. Alevi -Sünni-Türk -Kürt demeden emek-sermaye ezen-ezilen, antikapitalist, antiemperyalist mücadele hattını muhakkak oluşturulması gerekmektedir. Sivas'ın ışığı sönmemeli. Sivas madımakta yaşananlar Türk İslam, İslam Türk sentezinin ortaya çıkardığı katliamdır. Alevilerin diri diri yakan bir anlayışla hiçbir şey beklenmez. Ülkenin tapusu yaratanın inancı insan katledenlere verilemez verilmemelidir. Sivassı ve tüm katliamları unutmadık unutturmayacağız.

Not: Site düzenleyicimiz barış'ın düğün talaşından dolayı gecikmiş bu yazı güncelliğini yetirdi demeyi düşünüyordum. Korkarım  tarih boyunca milliyetçilik ve gericilik körüklendikçe bu tip yazılar günceliğini koruyacak. Dilerim son yaşanan kundaklama olaylarıyla geçmiş hafızalarımız tekrar canlanmış olmaz.