6 Mayıs 2009 Çarşamba

SOL. Yüzde 1 Gen Farkıyla İnsani Duyguları Hatırlatır Sizlere.


SOL. Yüzde 1 Gen Farkıyla İnsani Duyguları Hatırlatır Sizlere.


SOL. Yüzde 1 Gen farkıyla insani duyguları hatırlatır sizlere. Yerel seçimler üç son.

Yüzde 99'unuz köşeyi dönüp, kariyer edinme bencilliğinizi bırakın. Yüzde 1'in insani duyguları olan paylaşmacı eşitlikçi ilkelere kulak verin.

1932 yılında kurulan, CUMHURİYETİN ilk sivil toplum örgütlerinden olan HALK EVLERİ yanı sıra ÖDP ve EMEP ile bir araya gelerek başlattıkları HALKÇI sosyal belediyecilik anlayışını yerel seçimlerde ortaya koydular. Akhisar'ın tüm mahallelerinde ve kamuoyuna, hazırladıkları halktan yana olan programı savundular ve anlattılar.

AKP'NİN tüm ülkede ve Akhisar'ımızda olan belediyecilik anlayışını çok sert ifadelerle eleştirdiler. İşlerinin YALAN güçlerinin TALAN olduğunu, halka anlaşılır bir şekilde aktarmıştır. Buna karşılık da yüzde1 ile ödüllendirilmiştir.

Sosyalist Solun yüzde 1 neyin ifadesidir? Yüzde 99'unuz aynı duyguları taşırsınız. Kıskaçlık, bencillik gibi iktidar hırsınızı hep kendinizde tekelleştirmeye çalışırsınız. Ama yüzde 1'in bir derdi vardır. Halkın iktidarını ister. Bunun için en doğru olması gereken, ama bir o kadarda zor olan doğru siyaseti savunur. Eşitlik ilkesi olan insanın insanı sömürmediği bir dünya isterler. Bir arada yaşamanın koşullarını, yaratmanın araçlarını, hayata geçirmenin yollarını insanların önüne bir program olarak koyar ve savunurlar. Bunların doğruluğuna tüm toplumsal yapılarımız tarafından da bir itiraz gelmez. Önerilenler, gündelik ihtiyaçlar ve çıkarlar değil. Geleceği planlamak, halkın çıkarlarını korumak ve iktidarını kurmaktır. Maalesef toplumumuz uygulamasında hayata dair pratik çalışma için de bulunmazlar.

Bir önceki yazımda değinmiştim. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana CHP ve devamında 50 sonrası DP, AP, ANAP, DYP şimdide AKP yüzünden toplumun tüm kesimlerinin çok şeyler beklediği YALAN POLİTİKALARI ve 2009 yılında yaşanan küresel krizlerle ülkemiz dibe vurmuştur. Tüm siyasi yapıları deneyen HALKIMIZ hala birlikte üretmeyi, birlikte karar almayı, birlikte yönetmeyi anlayamamıştır. Hep başına değnekli birilerini dikmiş, hep sihirli değnekli birilerinin kurtarıcı olmasını beklemiştir.

Cumhuriyetin ilanından önce açılan TKP' nin (Türkiye Komünist Partisi) kurucusu Mustafa SUPİ ve arkadaşlarından bu yana bizler inadına hep halkın çıkarlarını temel alan anlayışı savunacağız. Kökümüzün doğru felsefesi olan sol sosyalist politikaları hayata geçirene kadar mücadelemize devam edeceğiz. Nazım Hikmet RAN ve diğer 68 kuşağının değerli önderlerden Özgür TAYLAN, Mahir ÇAYAN, Hüseyin CEVAHİR, Ulaş BARDAKCI, Deniz GEZMİŞ tam bağımsız Türkiye şiarının takipçileri olacağız. Kurtuluşun tüm toplum yapılarının mutluluğundan geçtiğine inanan bizler, ilkeli olmanın ve sol değerlerin inadına savunucusu olacağız. İnadına sosyal hak olan yaşama hakkımızı alıncaya ve EGEMENLERİN sömürüsüne son verdirinceye kadar mücadelemize devam edeceğiz.                      

Yüzde1 de olsa inadına halkını kandırmayan yalan söylemeyen ilkeli DURUŞUMUZ devam edecek. YAŞASIN İLKELİ DEVRİMCİ MÜCADELEMİZ!

Son söz: Onurlu yaşamak iktidarsız yaşamaktan daha onurludur. Yerel seçimler üç son.

Bir sonraki yazım da yerel seçimlerde ortaya çıkan partilerin programlarından bahsetmek istiyorum. İktidarın 2004 yılındaki programı da verdiği sözleri ve 2009'daki tüm partilerin Akhisar'ımıza ilişkin yararlı olacak çalışmalarını buradan aktarmaya çalışacağım sizlere.    

NAZIM HİKMET'İN BU ANLAMLI ŞİİRİ İLE YAZIMI SÜSLEMEK İSTEDİM

DÜNYANIN EN TUHAF MAHLUKU

Akrep Gibisi Kardeşim

Korkak bir karanlık, içindesin akrep gibi…

Serçe gibisin kardeşim…

Serçenin telaşı içindesin…

Midye gibisin kardeşim…

Midye gibi kapalı, rahat…

Ve korkunç bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun kardeşim…

Bir değil, beş değil milyoncasın, maalesef…

Koyun gibisin kardeşim…

Gocuklu celep kaldırınca sopasını, sürüye katılıverirsin…

Ve adeta mağrur koşarsın salhaneye…

Dünyanın en tuhaf mahlûkusun yani…

Hani şu derya içinde olup deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf…

Ve açsak yorgunsak, al kan içindeysek…

Ve hala, şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak…

Kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama…

Kabahatin çoğu senin canım kardeşim…
                                                                                      Nazım Hikmet