12 Nisan 2010 Pazartesi

Esnafa Çiftçiye Ve İşçiye Ekosistem Gereklidir.


Esnafa Çiftçiye Ve İşçiye Ekosistem Gereklidir.


 Yoğun bir çaba ve koşuşturma sonucu esnaf odaları seçimi bitti. Her 4 yılda bir yapılan oda seçimleri aynı sistem ile 3 değişiklik yapılarak sonuca ulaştı. Neo-liberal ekonomik saldırılardan en çok etkilenenlerden biri olan küçük esnaf ve sanatkârlarımız çok ciddi eleştiri ve muhalefet yapılmadan aynı tas aynı hamam devam ediyor.

Ülkemizdeki genel anlayışa denk gelen seçim anlayışımız odalarda da seçim rüşveti verilerek gündelik çıkarlar ve beklentilerle kendini gösterdi. Ama genel ama yerel seçimler öncesi seçime dayalı beklenti oda seçimlerimizde de ortaya çıktı. Seçimden 1 yıl önce oda başkanları tarafından gerek aidatların gerekse evrak alışverişlerinin idare edilmesi birçok oda başkanını sonuca götürmüştür. Oda üyeleri yaşanan tekelci kapitalistlerin yoğun bir şekilde saldırısına uğradığı şu dönemlerde esnaflarımızın sorunların öznesi olmaları gerekiyordu. Oysa beklenen olmadı esnaflarımız nesnesi olmay tercih etti. Önümüzde hem oda yöneticileri hem de üyeler için çok zor bir 4 yıl var. Böyle giderse esnaf ve sanatkârlar sorunları ile yalnızlaştırılarak çözüm üretemez hale gelecektir. Çünkü zincir market ve mağazalardan direkt etkilenen bakkal, hazır giyim, ayakkabıcı, elektronik eşya satanlar, sebze-meyve satanlar ,( pazarcı esnafı) kasap, fırın, penye atölyelerimiz ve mobilya mağazalarımız bulunmaktadır. Bu yüzden mevcut küçük esnaflarımızın sorumlusu olan odalar önümüzdeki dönemde üyelerinin sorunlarına ilişkin ciddi örgütlenerek çözüm üretmelidirler.  Dolaylı yoldan etkilenen hizmet sektörümüz lokanta, kahvehane, kadın erkek berberleri, çeşmeci, şoförler,  sanayi esnafı (demirci, marangoz, keresteci, tamir işleri vs.) bu hizmet sektörlerinde bulunan esnaf ve sanatkârlarımız çok büyük ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kalacaktır. Bu yüzden direkt etkilenen odalar içe dönük üyelerinin haklarının korunması için gerek bölgesel gerek genel tartışma süreci başlatmalıdır. Dolaylı yoldan etkilenen hizmet sektörü odalar ise direkt etkilenenlerin haklarının korunması ve kendi haklarının korunması için çalışmalar yürütmelidir. Zincir mağaza sayımız gün geçtikçe Akhisar'ımızda çoğalmaktadır. Market sayısının 20-25 arası olduğu diğer giyim, mobilya, elektronik, eşya, ayakkabı vs. ile birlikte 30-35 civarındadır. Yalnız marketlerin günlük ekonomiyi tekelleştirme rakamı 100-120 bin TL'ye ulaşmaktadır. Bu gelişen vahşi tekelciliğe karşı durmazsak birçok esnaf ve sanatkâr askeri ücret gibi açlık sınırının altında rakamlara teslim olmak zorunda kalacaktır. Akhisarlı tüm halkımıza. Çiftçilere kota getirilerek çiftçilik yapamaz duruma getirildi. İşçiler özelleştirme politiklarıla kamusal hizmetleri piyasalaştırıp ve taşeronlaştırarak işsiz kaldı. Dünya'yı ve ülkeyi küreselleştirme politik saldırılarını küçük esnaf ve sanatkârın üzerine yöneltmektedirler. Küçük üretici çiftçi olmazsa, devlette ve kamu kurumlarda işçi çalışmazsa nasıl esnaf siftah yapar? Çiftçiler imece kültürünü içe dönük geliştirmelidir. İşçiler işçi sınıfı bilinci edinmelidir. Esnaf ve sanatkârlarımızda “Ben siftah yaptım. Komşum yapmadı.” Anlayışını iç içe sokarak örgütlemeliyiz. Eko sisteme benzer yaşam alanlarımızda çiftçi, işçi, esnaf ve sanatkâr doğal denge kurarak diyalog içerisinde olmalıdır. “Ben çiftçiyim yaşama hakkım için siyaset yapıyorum.” Demeliyiz. “Ben işçiyim. İşçi sınıfının sendikasızlaştırılmasına ve özelleştirmesine karşı çıkmak için siyaset yapıyorum.” “Ben esnafım zincir alış veriş merkezlerine karşı, tüm esnaf ve sanatkârların ve tüm halkın haklarının korunması için siyaset yapıyorum.” Kısacası neo-liberal kapitalist saldırılara karşı politika yapan yalancı politikacılara dur demek için siyaset yapmalıyız. Tüm toplumumuz adına. Toplumun siyasallaştırılması siyasetin toplumsallaştırılması kaçınılmaz bir görev olmuştur. Dirilerek ve dikelerek ayağa kalkıp güzel bir dünya güzel bir ülke mümkün diyerek tüm yaşam alanlarımızı örmeliyiz.