2 Mart 2009 Pazartesi

Fatsalı Fikrinin Belediye Başkanlık Dönemi-2


   Fatsalı Fikrinin Belediye Başkanlık Dönemi-2


      Fatsa belediyesinin asıl yöntem organı olan Mahalle Komitelerinin oluşumu tamamen demokratikti. Her mahallenin büyüklüne göre 5 kişi daha büyük mahallelerde 7 kişi halkın toplanabileceği meydan okul gibi yerler de mahalle halkının doğrudan katılımıyla mahalle komiteleri seçiliyordu.

      Komitelerin halk devrimcilerin seçtiği gibi düzen partisi tarafları güvenilir, saygınlık kazanmış kişileri de seçebiliyordu. Örneğin bir mahallede Süleyman Demirselin Genel başkanlık olduğu Adalet Partisi taraftarı Kemal ŞENDUR komite yönetimine seçilmişti. Hatta şu an ismini hatırlayamayacağım bir kişi MSP( Milli Selamet Partisi) tarafları komiteye seçilmişti.

      Peki, belediye mahalle komitelerinin kararlarına uymak zorunluluğunda mıydı? Terzi Fikri söz vermişti. Birlikte yöneteceğiz diye (tek verdiği sözde buydu.) İşte buna düzen partisi üyesi meclis üyelerinden bazıları itiraz etmiş. “Madem biz belediye meclisine seçildik, biz ne karar alırsak onu uygularız. Mahalle komitelerinin kararlarına uymak zorunda değiliz” demişler. Ve Fikri SÖNMEZ; “Bende Belediye Meclisinin toplantılarını-tartışmalarını Belediye hoparlöründen yayınlarım halk kimin neyi savunduğunu görür” demiş ve gerçektende Belediye Meclisi toplantılarını Belediye hoparlöründen yayınlamıştır. Mahalle komitelerinin aldığı kararlar Belediye Meclisine getirilmiş ve böylece Belediye Meclisinden geçen kararlar uygulanarak doğrudan demokrasi örneği verilmiştir.

      Fatsa yönetimi böyle bir yönetim anlayışıyla hem gerçek bir demokrasi hem de adaleti sağlamıştır. Alın size bir adalet örneği. Bilindiği gibi 1978-80 li yıllarda margarin yağı kıtlığı, sigara kıtlığı mazot yokluğu gibi bir dizi yokluk kıtlık çekiliyordu.

      İşte bunu fırsat bilen stokçular ellerindeki malları saklayarak fahiş fiyattan satıyorlardı. Ama Fatsa'da devrimci anlayış buna da göz yumamazdı. Stokları tespit edip el koyarak piyasa fiyatlarından satışlarını gerçekleştirip(tabi önceden halka hangi malın nerede satılacağı duyuruluyor.)parası mal sahibine teslim ediliyor stokça zarar ettirmiyor. Kara borsa yoluyla haksız kazancı engellenerek adalet sağlanıyordu. Tabi buna polisler müdahale etmek istese de fırsat bulamıyordu. Üstelik akşam eve geldiğinde 2 liralık yağı 5 liraya satmaya hakkı var mı? Buna engel olmaları niye yanlış olsun diye sitemde bulunuyor eşlerine.

      Bakın halk komitesindeki insanların değişik bir konudaki duyarlılığını anlatayım. Bir polisin çocuğuna acil kan ihtiyacı doğar o mahalle komitesi üyesi bir devrimcinin aranan kana uyumludur. Kanı o devrimci kanını hemen verir ve çocuk yaşamına kavuşur. Bu çocuğun polis olan babası devrimciler den çekindiğinden evine gelmemektedir. 2000'li yıllarda İstanbul da PTT bankta çalışır. Kurtulan çocuk bir gün elektrik faturasını ödemeye gelen kişiye “Sen Fatsalı mısın?” der. O da “evet” yanıtını verir. “Sen bana kan vermişsin. Ben yaşamımı verdiğin kan sayesinde sürdürüyorum.” diyerek kendisine saygısını sevgisini ifade eder. İşte Fatsa böyle güzellikleri yaratmıştır.

      Başka bir adalet örneği… Fatsa da Belediye, çocuk korosu oluşturmaya karar verir.

      Tabi çocuk korosu oluşturma kararı ilan edilir yetenekli çocukların kora için belediye başvuruları istenir. Çocukların yetenekleri değerlendirecek kurul oluşturulur.

      Mahalle komitesinde etkin bir devrimcinin çocuğu da koroda yer almak için başvurur. Babası karşı çıkar “Benim çocuğum koroda yer almasın” der. Çocuğunun kora da yer almasının kendisinin mahalle komitesinde olması dolayısıyla torpil yapıldığı şeklinde bir anlayış doğuracağını söyler. Çocukların yeteneklerini tespitle görevli kişiler senin çocuğun müzik yeteneği üstün sesi güzel bu çocuğu koradan mahrum etmek hem çocuğa haksızlık hem de böyle bir yetenekten koroyu mahrum bırakmak hepimize haksızlık olur denilerek babanın acilen kararı katılması sağlanmıştır.

      Bir başka uygulama bilindiği gibi bu yıllarda düğünlerde, maç zaferi yaşandığı günlerde halk sevincinin havaya ateş ederek ifade ederdi. Her düğünde köylerde de mahallelerde seri şekilde silahlar ateşlenirdi.

      İşte Fatsa mahalle komiteleri ve belediye bunu yasaklamış ve Fatsa da kör kurşunla ölen olmamıştı. Aldıkları kararlarla ve uygulamalarla mahalle komiteleri meşruluk kazanmış, sorunu olan herkes semtindeki halk komitesi sorunu götürmüş sorun orda çözülmüştür. Bu bir sınır anlaşmazlığı olduğu gibi, bir bakkalın alacak meselesi de olabilir. Yani halk inandığı güvendiği komite dururken karakola mahkemeye gitmeyi bırakmış o kurumlar işsiz kalmıştır. Fatsa'daki bu yapı ilçe sınırlarının dışına da etkilemiştir. Örneğin köylerden de “Siz her sorunu çözebiliyorsunuz. Bizim de sorunumuz çözün şeklinde müracaatları olmuştur. Sınır anlaşmazlığı ve başka sorunlar. Mesela, Kömürlük köylülerinin önderleri Fatsa ya gelip “Siz her sorunu çözmeyi başarıyorsunuz. Bizim köye cami yapılacak, ama gücümüz yetmiyor hadi buna da başarın.” demişler ve halkın Din ve Vicdan özgürlüğüne saygı duyan devrimciler bu camiinin yapılmasını öncülük ederek sağlamışlardır.

      Fatsa deneyimi ve Terzi FİKRİ'Yİ anlatan yazımız gelecek sayıda bitecek burada yanan ışık dünyamızı ve ülkemizi aydınlatmaya devam edecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder