26 Haziran 2010 Cumartesi

Kürt Sorununa Sağduyuyla Yaklaşmalı Devrimci Çözümler Üretmeliyiz.


Kürt Sorununa Sağduyuyla Yaklaşmalı Devrimci Çözümler Üretmeliyiz.



Geçtiğimiz yılın başlarında, Cumhurbaşkanının bir gezi sırasında uçakta “iyi şeyler olacak'la” başlayan söyleme maalesef olmadı. Çok kötü şeyler oldu. Koca bir ülke olarak sorunlarımız çok, aile büyüklerimiz büyük bir aileyi maalesef iyi yönetemiyorlar.87 yıllık Cumhuriyette 21. yüzyılda neleri tartışıyoruz, neleri yaşıyoruz. İşsizliğin, yoksulluğun, açlığın, sefaletin yaşandığı dünyamızda ülke olarak da bizlerde nasibimizi alıyoruz. İnananlar Âdem ile Havva'dan geldiğimizi iddia ederler. İnanmayanlar maymundan geldiğimizi iddia ederler. İster Âdem ile Havva dan ister maymun suyundan gelelim. İki farklı görüşe göre aslında uç noktada kardeş olduğumuz anlaşılır. Kardeşler aynı anneden aynı babadan dünyaya gelen karındaştırlar. Aile büyükleri var olan varlıklarını paylaşırken haksızlık etmemelidirler. Koca dünya doğasıyla, suyuyla, toprağıyla insanlığa sunulmuştur. İster inancımıza göre büyük bir nimet deyin ister gerçek yaşanan bir cennet deyin cenneti cehenneme çevirenler utansın.

19. yüzyılda yaşadığımız 1.paylaşım savaşı ve 2. paylaşım savaşı koca koca dünyada yöneticileri ilk önce savaştılar, yediler birbirlerini sonrada oturdular masa başında haritalarla parsellediler bu güzelim dünyamızı. Kimisi misak-ı milli sınırları dedi kimisi Almanya sınırları dedi. Kimisi Rusya sınırları dedi. Kimisi Irak sınırları dedi. Kimisi de jandarma oldu hepsinin tepesine dikildi. Benim kıtam değil, benim bölgem değil. Şu doğal kaynaklarımızı ben kullanacağım dedi.(Bakın bakalım uzaydan sınırlarınızı gören var mı?) Kimi zaman güç olmamamız için fit soktular. Kimi zaman bölüp parçalayıp yönettiler. O kadar mücadele verdiniz savaşmak için birazda sınırsız ve sömürüsüz bir dünya için caba harcasaydınız.1959 yılında başlayan ikili anlaşmalarla TSK'ni teslim aldılar. Silah tüccarları devlete silah sattılar ve devamında gelen iki darbe üç muhtıra sonucu (27 Mayıs 12 Mart 12 Eylül 28 Şubat 27 Nisan ) sosyal, kültürel ve ekonomik yaşam alanlarımızı planladılar ve yönlendirdiler. Bunları yapan emperyalist güçler mi? Barış start verdi. “İyi şeyler olacak” ile başlayan süreç bizim kararımız değildir. Birilerinin orta doğu çıkarları olduğundan dolayı bizlere barış dayatıldı. Her ne pahasına olursa olsun sosyalistlerin barış konusundaki yaklaşımları çok netti. Desteklenmelidir. Ama ABD, AB, Talabani, Barzani güdümlü olmamalıdır. Hatta Abdullah GÜL, R.T.ERDOĞAN, İlker BAŞBUĞ, Abdullah ÖCALAN, Ahmet TÜRK'LE de yeterli değil yukarıdan aşağıya yerarşik bir düzen içinde sağlanamayacağı bunun bir arada yaşama koşullarına oluşturulması için aşağıdan yukarıya doğru sorunun sosyo-ekonomik boyutunu çözerek yapılmasıdır. ÖDP' nin 2005 yılında BİR ARADA YAŞAMI SAVUNALIM mitinginden bu yana 2009'da “iyi şeyler olacak”  denildikten hemen sonrada Kürt sorununa Sosyalist bakış adlı paneller, seminerler ve söyleşilerle de dile getirildi bu taleplere. Ülkemizin tekelci basın medya güçleri bu iyi niyetli önerilere yer vermedi. Güçlerinin yettiği seslerinin çıktığı oranda dillendirmeye çalıştılar. Bu taleplerini tabiî ki sol sosyalist devrimcilerin duruş noktasından hareket ederek oluşturdular. Soruna emek sermaye, ezen ezilen çelişkisinden doğru bakmıştır. Sorunlar aslında 29 bin milyoner milyarderin yarattığı sorundur. 29 bin milyoner ve milyarder kimliklerine ve inançlarına baktığımızda bunlar; Türk kökenli, Kürt kökenli, Yunan kökenli, Yahudi kökenli, Ermeni kökenli inançları da Alevi, Sünni, Hristiyan, Müslüman ve Musevi inançlarındandır. 29 bin milyoner ve milyarder farklı inançlardan farklı kimliklerden ortak çıkarlarını çok iyi korumaktadırlar. Esas sorun 72 milyon ülke nüfusu olan halkımızın sorunudur. 29 bin'e yandaş ve işbirlikçi 2 milyon daha ekleyelim yanına.2 milyon 29 bin kişi yapar.70 milyon halkım uyuma! Ekonomin tekelleşiyor. Esas sorunun özü budur. Ekonominin tekelleşmesi ile yüz yıllardır aynı topraklarda aynı coğrafyada yaşadığım halklarla sizi düşman ediyorlar. Sayın Başbakan ne hırslıymışsın be! Ne sağırmışsın be! Ne benmerkezciymişsin be! Kendine vahiy indiğini mi sanıyorsun? Astığım astık kestiğim kestik önüne gelene posta koyuyorsun bu ne sinir harbidir? Sağlık sorunların mı var tüm toplumun sağlığını bozuyorsun. Biraz ülke halkları için Başbakanlık yap. Yaşanan sorunları ve savaşı diyalog yöntemi geliştir çöz.  Her okuyana her üniversite bitirene iş bul üniversite okuyanlara kredi verme ücretsiz eğitim ver. Devletin ve kamu yatırımlarını sermayenin insafına terk etme. Siz'e halk iş, aş, huzur ve mutluluk getirmeniz için oy verdi. Ya o neo-liberal politikalarını terk edersiniz. Ya sosyal devlet olursunuz ya da sandığa gömülüp defolur gidersiniz.

Sonuç olarak savaşmak kolay barışı örmek, sevgiyi yeşertmek, dostluğu pekiştirmek bir arada yaşamı savunmak zordur. Ön yargılarımızı yıkarak soruna barışçıl çözün üretmeliyiz. Sorundan kaçarak sorunu umursamayarak, sorunu başka yerlere havale ederek çözme imkânımız yok. Siz aile içerisinde yaşanan sorunları konuşarak eşit adilce paylaşarak çözüm üretirseniz dış güçlerin yapacağı hiçbir şey kalmaz. Dış güçler avuçlarını yalarlar, baka kalırlar.İkiyüzlü bukalemun toplum olmamalıyız.Yaşanan sorunlara net objektif yaklaşarak devrimci çözümler üretmeliyiz.Ne milliyetçi bakış açısıyla (Kürt,Türk) ne ulusalcı bakış açısıyla (Türk,Kürt) ne ikiyüzlü liberal yaklaşımla çözebilirsiniz. Liberal sistem bizleri getirdiği nokta yaşadığımız konumdur. Hitler faşizminin yaptıkları hâlla aklımızdan çıkmadı. Sorunları eşit özgür bir iklim yaratarak demokratik kuralları işleterek çözebiliriz. 23 Haziran günü, bir gün gazetesi köşe yazarı Mehmet Süha ALPARSLAN'IN son cümleleri dikkatimi çekti şöyle söylüyor: Birgün gazetesi köşe yazarı “Unutulmamalıdır ki sorunun en karmaşık hale geldiği anlar aslında sorunun çözümüne en çok yaklaşılan anlardır.” ALPARSLAN'IN şu cümlelerine hak vermemek elde değil. Sorun çözümünde politik duruş devrimcilikle olur. Şimdi sosyalistlerin ve devrimcilerin çözüm konusunda sorunluluk aldığı an olmalıdır. Soruna duygusal bakmamalıyız. Sağduyuyla yaklaşmalı sol politikalar üretmeliyiz. Daha çok suçsuz ve masum insanların ölmemesi için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder