Ulusal Zeytin Kongresine Eleştirel Bakış
Dünyamızda, Ülkemizde ve İlçemizde
tekelcilik almış başını gidiyor. Kamu kurumlan yerelinde yaşayan insanlara
hizmet etmelidir. Oligarşi anlayış gün geçtikçe kendini her alanda
hissettiriyor. Siyasetin ve ekonominin tekelci anlayışı, kamu kurumunun
imkânlarını kullanarak 22 25 Şubat 2011 tarihinde Akhisar da ulusal zeytin
kongresi yaptı. Bilimsel ve akademik bilgiye tüm toplumun ihtiyacı vardır.
Pratikten elde edilen sonuçlar da bütünleştiği de harika bir çalışma olurdu. Ne
yazık ki geçtiğimiz ay Akhisar halkının ve küçük üreticinin olmadığı bir zeytin
kongresi yapıldı. Çok değerli akademik ve bilimsel veriler birilerinin
tekelinde kaldı. Ne kadar kitaplaşırsa kitaplaşsın okunarak elde edilmeyecek
bilgiden halkımız ve küçük üreticiler yoksun kaldı. Sayın bilim komitesi ve
organize komitesi üyeleri yarattığınız pembe dünyayı kısırlaştırarak dar bir
çevrede tuttunuz. Dar çevrede mutlu olmaya çalışırsanız tıpkı tütün; pamuk ve
üzüm deki gibi kota uygulamaları sonuçlarını yaşarız.. Kayıt işlemini yapan
masadan aldığım bilgi tam üç gün süren ulusal zeytin kongresine katılan,
akademisyen sayısı yüz'e yakındır. Diğer katılımcılarla birlikte iki yüz elli
civarında katılımcı olmuştur. Sizlerde takdir edersiniz ki, insanın algılama
yeteneği üç'e ayrılır. Biri dokunsal. ikincisi işitsel üçüncüsü ise görseldir.
Sizler eğitimsiz Akhisar halkını ve küçük üreticilerinin basit çabuk algılama
sunumunu onlara göstermediniz. Kitaplaştırarak bilgiyi paylaşabilirsiniz
maalesef okuyarak anlayacak kişiler kongrede tam üç gün çok basit yöntemleri
algıladılar. Küçük üreticilerin temsilcilerini kongreye dâhil etmediniz. Ama
kamu kurumunun imkânlarını kullanarak büyük üreticilerin örgütlerinin tümünü
davet ettiniz hatta panelist olarak da imkân sundunuz. Her zaman dile
getirdiğim bir sözü tekrar etmek istiyorum. İnsanlarımız neyi yaşarsa onu
düşünür, kongre boyunca da panelistleriniz düşündüklerini sundular. Hayatımızın
tüm yaşam alanlarında sıkıntısını yaşayanların orada olmayışı yönetim
anlayışınızın ne kadar sermayeden yana olduğunu göstermiştir. Oligarşi yönetim
anlayışınızı tüm yaşam alanlarımızda hisseder olduk. Yerel yönetimimiz ekonomik
kazanımını. Halkın ihtiyaçlarına göre düzenlemelidir. Çok basit hatırlatmaları
telefonlara mesaj gönderiyorsunuz da üç gün süren kongreyi neden hatırlatma
gereği duymuyorsunuz. Şahsıma yapılan her etkinlikler hatırlatılıyor. Ama
kongre süresinde bir defe bile hatırlatma yapılmadı. Bilgi kıs kaçlığı
yapıldığı bu davranışta net bir şekilde kanıtlanmıştır. Doğru bir iş doğru
ilkelerle alınırsa tarih yazar! Geçmiş tarih de yanlış ilkelerle alınan
kararlar yıllar sonra fark edildi. Tütün konusunda geçmişte alınan yanlış
kararlarınız küçük üreticiyi, sonrasında tekeli bitirerek tarımda çalışanları
kotaya, işçileri de 4/C ye mahkûm etmiştir. Tarih yalan söylemez! Tarih bizleri
haklı çıkardı. Sizleri de TEKELCİ yaptı.
KONGREDEN ÖNEMLİ BULDUĞUM NOTLAR.
Akhisar ekonomisini sunan Mehmet
KARAKUYU'NUN tespitleri ve panelistler Mustafa GÖKALP ve Mustafa ALHAT'IN
değindiği konular. Küçük üreticiyi ilgilendiren konular olmadığı, kendilerine
yönelik yaratılan pembe dünya olduğudur.
Mustafa GOKALP tarımda yaşanan
soranlara ilişkin sorulan soruya verdiği cevapta. Sorunlarımızın içe dönük
olduğunu ve sorunun kendimizden kaynaklandığını söyledi Biz de tarım
politikamızın ülkemizin yaşananlara göre değil DB DTÖ ye göre belirlendiğini
dile getirdik. Hatta buna örnek olarak da 2001 krizinde transfer e dilen Kemal
DERVİŞİN 15 günde 15 yasa çıkararak tarımdan elde ettiğimiz tütün bitirilerek
ABD tekellerine peşkeş çekildi Ve sonrasındaki 2002 seçimlerinde Neo-liberal
politikalardan hareket eden AKP hazırlanarak ülke halkımıza sunuldu. Gerek
yerelde gerek ulusal, gerekse uluslararası sermayenin ihtiyaçlarına göre
yapılan kongrede de olduğu gibi dizayn edilmektedir.
Mehmet KARAKUYU, zeytinde tarım
işçisinin beş bin olduğunu ve alternatif bir tarımın Akhisar için şart olduğu
tespitine karşılık. Soru 25 yıllık tütünde yaşanan kota uygulamasının yüz bin
istihdamı edilen küçük üretici var olan tütünün neden bitirildiği aralarındaki
dengenin nasıl olduğu. Sorulan soru ise diğer soruya verilen cevap gibi
geçiştirildi.
Diğer panelist Mustafa ALHAT ise iki
yüz kırk beş işletmenin olduğunu ve bunların rekabet yaparak birbirlerini
bitirdiğini 5 6 marka olması gerektiğini, üretimden gelen sıkıntıları anlattı.
İki yüz kırk beş işletme dikey bir şekilde tekelleşmeli mi? yoksa yatay olarak
sıkıntıların atlatılması için bilgi toplumsallaşmalı mı? Bu soru da diğer
sorunlar gibi geçiştirilerek cevaplar verildi.
Cevaplanması gereken sorular yapılan
kongrenin giderlerini hangi kurum karşıladı Akhisar belediyesi mi? Ticaret
borsası mı? Bedeli nedir? Eğer Akhisar belediyesi ise çok yazık çünkü halk tarafından
gelirleri olan yerel yönetim, halkın olmadığı yerde harcama yapar mı? Ama
ticaret borsası ise kendilerini ilgilendirir.
Benim için kongrenin en önemli ve
güzel yanı bilimin yalnız adamlarından değil. Bilim kadınlarından da
sunulmasıdır.
Not: Sonuç bildirgesinden sonra okunan ZEYTİNE YOLCULUĞUMUZ VAR
şiiri hiç de inandırıcı değil. Zeytine yolculuğunuz emekçilerle tarım işçisiyle
olur. Tekelci kapitallerle olmaz. Toprağa işlenilen tütün koca ülkenin
Osmanlıdan kalan borcunu ödedi. Sizler ve sizin zihniyetinizdekiler tütüncünün
ve ülke gelirini yabancı tekellere sattınız. Zeytine sevdalandınız ama
emekçisiz. Emekçilerden bilgiyi de kıskandınız Ekonomiyi de, siyasette, olduğu
gibi TEKELLEŞTÎRDİNİZ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder