18 Mart 2011 Cuma

Ulusal Zeytin Kongresine Eleştirel Bakış


Ulusal Zeytin Kongresine Eleştirel Bakış
Dünyamızda, Ülkemizde ve İlçemizde tekelcilik almış başını gidiyor. Kamu kurumlan yerelinde yaşayan insanlara hizmet etmelidir. Oligarşi anlayış gün geçtikçe kendini her alanda hissettiriyor. Siyasetin ve ekonominin tekelci anlayışı, kamu kurumunun imkânlarını kullanarak 22 25 Şubat 2011 tarihinde Akhisar da ulusal zeytin kongresi yaptı. Bilimsel ve akademik bilgiye tüm toplumun ihtiyacı vardır. Pratikten elde edilen sonuçlar da bütünleştiği de harika bir çalışma olurdu. Ne yazık ki geçtiğimiz ay Akhisar halkının ve küçük üreticinin olmadığı bir zeytin kongresi yapıldı. Çok değerli akademik ve bilimsel veriler birilerinin tekelinde kaldı. Ne kadar kitaplaşırsa kitaplaşsın okunarak elde edilmeyecek bilgiden halkımız ve küçük üreticiler yoksun kaldı. Sayın bilim komitesi ve organize komitesi üyeleri yarattığınız pembe dünyayı kısırlaştırarak dar bir çevrede tuttunuz. Dar çevrede mutlu olmaya çalışırsanız tıpkı tütün; pamuk ve üzüm deki gibi kota uygulamaları sonuçlarını yaşarız.. Kayıt işlemini yapan masadan aldığım bilgi tam üç gün süren ulusal zeytin kongresine katılan, akademisyen sayısı yüz'e yakındır. Diğer katılımcılarla birlikte iki yüz elli civarında katılımcı olmuştur. Sizlerde takdir edersiniz ki, insanın algılama yeteneği üç'e ayrılır. Biri dokunsal. ikincisi işitsel üçüncüsü ise görseldir. Sizler eğitimsiz Akhisar halkını ve küçük üreticilerinin basit çabuk algılama sunumunu onlara göstermediniz. Kitaplaştırarak bilgiyi paylaşabilirsiniz maalesef okuyarak anlayacak kişiler kongrede tam üç gün çok basit yöntemleri algıladılar. Küçük üreticilerin temsilcilerini kongreye dâhil etmediniz. Ama kamu kurumunun imkânlarını kullanarak büyük üreticilerin örgütlerinin tümünü davet ettiniz hatta panelist olarak da imkân sundunuz. Her zaman dile getirdiğim bir sözü tekrar etmek istiyorum. İnsanlarımız neyi yaşarsa onu düşünür, kongre boyunca da panelistleriniz düşündüklerini sundular. Hayatımızın tüm yaşam alanlarında sıkıntısını yaşayanların orada olmayışı yönetim anlayışınızın ne kadar sermayeden yana olduğunu göstermiştir. Oligarşi yönetim anlayışınızı tüm yaşam alanlarımızda hisseder olduk. Yerel yönetimimiz ekonomik kazanımını. Halkın ihtiyaçlarına göre düzenlemelidir. Çok basit hatırlatmaları telefonlara mesaj gönderiyorsunuz da üç gün süren kongreyi neden hatırlatma gereği duymuyorsunuz. Şahsıma yapılan her etkinlikler hatırlatılıyor. Ama kongre süresinde bir defe bile hatırlatma yapılmadı. Bilgi kıs kaçlığı yapıldığı bu davranışta net bir şekilde kanıtlanmıştır. Doğru bir iş doğru ilkelerle alınırsa tarih yazar! Geçmiş tarih de yanlış ilkelerle alınan kararlar yıllar sonra fark edildi. Tütün konusunda geçmişte alınan yanlış kararlarınız küçük üreticiyi, sonrasında tekeli bitirerek tarımda çalışanları kotaya, işçileri de 4/C ye mahkûm etmiştir. Tarih yalan söylemez! Tarih bizleri haklı çıkardı. Sizleri de TEKELCİ yaptı.
KONGREDEN ÖNEMLİ BULDUĞUM NOTLAR.
Akhisar ekonomisini sunan Mehmet KARAKUYU'NUN tespitleri ve panelistler Mustafa GÖKALP ve Mustafa ALHAT'IN değindiği konular. Küçük üreticiyi ilgilendiren konular olmadığı, kendilerine yönelik yaratılan pembe dünya olduğudur.
Mustafa GOKALP tarımda yaşanan soranlara ilişkin sorulan soruya verdiği cevapta. Sorunlarımızın içe dönük olduğunu ve sorunun kendimizden kaynaklandığını söyledi Biz de tarım politikamızın ülkemizin yaşananlara göre değil DB DTÖ ye göre belirlendiğini dile getirdik. Hatta buna örnek olarak da 2001 krizinde transfer e dilen Kemal DERVİŞİN 15 günde 15 yasa çıkararak tarımdan elde ettiğimiz tütün bitirilerek ABD tekellerine peşkeş çekildi Ve sonrasındaki 2002 seçimlerinde Neo-liberal politikalardan hareket eden AKP hazırlanarak ülke halkımıza sunuldu. Gerek yerelde gerek ulusal, gerekse uluslararası sermayenin ihtiyaçlarına göre yapılan kongrede de olduğu gibi dizayn edilmektedir.
Mehmet KARAKUYU, zeytinde tarım işçisinin beş bin olduğunu ve alternatif bir tarımın Akhisar için şart olduğu tespitine karşılık. Soru 25 yıllık tütünde yaşanan kota uygulamasının yüz bin istihdamı edilen küçük üretici var olan tütünün neden bitirildiği aralarındaki dengenin nasıl olduğu. Sorulan soru ise diğer soruya verilen cevap gibi geçiştirildi.
Diğer panelist Mustafa ALHAT ise iki yüz kırk beş işletmenin olduğunu ve bunların rekabet yaparak birbirlerini bitirdiğini 5 6 marka olması gerektiğini, üretimden gelen sıkıntıları anlattı. İki yüz kırk beş işletme dikey bir şekilde tekelleşmeli mi? yoksa yatay olarak sıkıntıların atlatılması için bilgi toplumsallaşmalı mı? Bu soru da diğer sorunlar gibi geçiştirilerek cevaplar verildi.
Cevaplanması gereken sorular yapılan kongrenin giderlerini hangi kurum karşıladı Akhisar belediyesi mi? Ticaret borsası mı? Bedeli nedir? Eğer Akhisar belediyesi ise çok yazık çünkü halk tarafından gelirleri olan yerel yönetim, halkın olmadığı yerde harcama yapar mı? Ama ticaret borsası ise kendilerini ilgilendirir.
Benim için kongrenin en önemli ve güzel yanı bilimin yalnız adamlarından değil. Bilim kadınlarından da sunulmasıdır.
Not: Sonuç bildirgesinden sonra okunan ZEYTİNE YOLCULUĞUMUZ VAR şiiri hiç de inandırıcı değil. Zeytine yolculuğunuz emekçilerle tarım işçisiyle olur. Tekelci kapitallerle olmaz. Toprağa işlenilen tütün koca ülkenin Osmanlıdan kalan borcunu ödedi. Sizler ve sizin zihniyetinizdekiler tütüncünün ve ülke gelirini yabancı tekellere sattınız. Zeytine sevdalandınız ama emekçisiz. Emekçilerden bilgiyi de kıskandınız Ekonomiyi de, siyasette, olduğu gibi TEKELLEŞTÎRDİNİZ.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder