13 Nisan 2011 Çarşamba

Seçimlere Giderken İki Önemli Saygın Dönemi Hatırlamak 1.


Seçimlere Giderken İki Önemli Saygın Dönemi Hatırlamak 1.

Ülkemiz Cumhuriyet Tarihi Boyunca İki Seçim Sonrasını Unutamaz Çünkü 1965–1979 Sonrası Dönemi Ezilen Halkların Savunulduğu En Saygın Dönemleridir. 

12 Haziran seçimlerine giderken cumhuriyet tarihi boyunca bizlere iki seçim sonrası yaşattığı saygınlığı yaşatamamıştır.

1) Türkiye İşçi Partisinin(TİP) Dönemi 1965 deki 14 milletvekiliyle meclise getirdiği saygınlık dönemidir.

2) 1979 yılında yapılan yerel seçimden sonra halkın mahalle komiteleriyle birlikte yönetime doğrudan katıldığı yönetim anlayışının önderi Terzi Fikri SÖNMEZ dönemidir.     

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana tek parti döneminden sonra çok partili dönem diye yutturulan demokrasiye geçiş. Coğrafyamızda yaşayan halklara iktidar ve para kavgası yalanları hâla devam etmektedir. Ulusalcı-milliyetçi sağ-muhafazakâr-dinci-liberal çevrelerin yarattığı olumsuzluklar tüm çıplaklığıyla yaşatılıyor ve görülüyor. Halklarımız tarih boyunca ne ülke burjuvazisi (ekonomiye hakkim sınıf) ne de uluslararası burjuvazisinin amansız pençesinden kurtulabilmiştir. Çıkarılan paylaşım savaşlarıyla açlık, yoksulluk, işsizlik, kan ve gözyaşı ezilen sınıfı hep mağdur etmiştir. Dönem dönem halklar adına mücadele eden sosyalistler ve devrimciler egemenler tarafından katledilmiştir. Ama ne yazık ki halklar adına mücadele edenler adlarını altın harflerle tarihe yazarken, katledenler ise kara bir leke olarak kalmıştır. Ülkemizde henüz cumhuriyetin kuruluş aşamasında 1920 de yaşananların neden yaşandığına ilişkin sorulara hâla cevap verilemiyor. (Mustafa SUPHİ ve 15 arkadaşının katledilişi.) Diğer önemli sorunlarımızdan biri de 1938 yılında yaşanan tarihte “Dersim Olayları” diye anılan 10 bin ile 30 bin arası katledilen ülke insanımızın hâla bitmeyen kavgası ve gözyaşı sürmektedir.  

 
1965 sonrası meclise gelen saygınlık ve halkın sorunlarının konuşulduğu çözüm önerilerinin üretildiği dönemdir. O dönem Meclis kürsüsünün bilim fışkırdığı döneme girmiştir. Bir taraftan militarizmin güdümüne girmiş ulusalcı çevreler. Diğer tarafta ABD ve NATO'NUN güdümüne giren sağ-muhafazakâr-milliyetçi-dinci-liberal çevreler. İktidarı elinde bulunduran sağ kesimler IMF, DB, DTÖ baskısı altında kalarak ülkemizi karanlık günlere sürüklemiştir. TİP'Lİ milletvekili dönemi meclisin bilimin kürsüsüne çevrilen saygınlığı, halka hak talebinde bulunma cesareti vererek toplumsal muhalefet her alanda gelişmesine sebep olmuştur. Egemenlerin korkulu rüyasına dönen ülke halkları çiftçisiyle, işçisiyle, köylüsüyle, gençliğiyle, kadınıyla, küçük esnaf ve sanatkârıyla en önemlisi de üniversite öğrenci hareketinin “6. filo defol” eyleminden sonra neden durdurulma ihtiyacı duyulmuştur? Karşı taraf da karanlık ilişkiler ve katliamlar dönemine girmiştir. 12 Mart 1971 muhtırasıyla başlayan çatışma dönemi On'ların kızıldere katliamı sonrasında 6 Mayıs Denizlerin asılması. 1973 yılında ceza evinde işkenceden öldürülen İbrahim KAYPAKKAYA'LARIN başlattığı 68 kuşağının gençlik hareket ABD'NİN NATO, IMF, DB, DTÖ kararlarıyla ülke kararlarımıza direkt müdahalesine hayır diyen ülkemizin namuslu sosyalistleri ve devrimcileriydi. Sonrasında gelişen halk muhalefeti 74–75–76–77–78- Dev-Genç örgütlenmesi halkın doğrudan katıldığı karar süreçleri doğrudan demokrasi yöntemleri uygulanarak eşitlik ve özgürlük talepleriyle vücut bulmuştur. Gelişmeler egemenleri tedirgin ettiğinden karanlık odaklar işbaşındaydı. 1977 1 Mayıs olaylarıyla başlayan süreç 1978 Maraş katliamı ve 7 Tip'li gencin öldürülmesiyle sürdü. Diğer siyasi yapıların sürekli dış destekli katliamları milliyetçilik ve İslamcılık adı altında yapılıyordu. Ülke halklarının desteğini ve görüşlerini almayan hiçbir siyasi yapı halkına mutluluk yaşatamaz. TARİH BOYUNCA YAŞATAMADIKLARI GİBİ!

 
Tarih boyunca tarımını, ekonominin, eğitimini, sağlığını, hukuk sistemini, güvenlik sistemini dış ülkelere göre düzenleyen ülke yönetimini yaşadık. Sosyalistler ve devrimciler bu seçimde kendi halkının özünden çıkarmadığı hiçbir çözümün çözüm olmadığına inanan öz değerleri olan halkın kendi çözüm YOLlarını arayıp bulacaktır. İnsanlar kültürel zenginliğiyle aile içersinde var olurlar 0–6 yaş arası alışkanlıklarını aile içersinde edinirler. Sonraki yaşamı devletin sunduğu eğitim sisteminde gelişir Anadolu Coğrafyamızın çok kültürlülüğünü köy enstitüleriyle buluşturmuşlardır. Bu eğitim sisteminin mimarı olan Hasan Ali YÜCEL'İ ve Tonguç Hocayı saygıyla anıyorum. Ama maalesef neden kapatıldığı hala anlaşılmayan köy enstitüleri gerekçesinin KOMÜNİST yuvası olduğudur. Evet, şu yaşanan tarihte açıklanan birçok belgeler ışığından yola çıkarak kimlere hizmet edildiği anlaşılıyor.
Bir sonraki yazımız 1979 yılında halkın kendi kendini yönettiği örnek seçim sonrası dönemi ve yaşananlara değineceğim. Ve sonrasında şimdiki iktidarın geldiği noktayı özetlemeye çalışacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder