24 Mart 2009 Salı

% 80 İz İstersek Kazanırız Fatsa Son!


% 80 İz İstersek Kazanırız Fatsa Son!
30 Yıl Önceki Fatsalı Terzi Fikriyi Akhisar'a Uyarlamak.   
            Üretenlerin yönettiği, yönetenlerin ürettiği Fatsa da öyle bir şenlik düzenlenir ki, bir yerde sinema gösterimi, bir yerde konser, başka bir meydanda folklor, horonlar, halaylar ve dans gösterileri ilçenin her yerine yayılır. Fatsa halkı bütünüyle şenlik organizasyonunda her türlü katkısıyla yer alır. On üç bin civarında nüfusu olan ilçedeki şenliği otuz bin kişi katılır evet yanlış değil Fatsa nüfusunun iki katını aşan bir kitleyle gerçekleşen şenlik.

            Fatsa halkı çevre il ve ilçelerden, hatta uzak diyarlardan gelen bu halka hep birlikte gülüp oynamış hem de onları ağırlamışlardır. Evine misafir olamayanlar organizasyonu yönetenlere bizim eve niye konuk vermediniz benim evde yiyecekmi yok, istirat etme imkânı mı yok diyerek sitem de bulunmuşlardır. Kendi kendine yönetenin mutluluğunu yaşayan halk sömürücü azınlığı ve onların temsilcilerini Demirelleri ya başka il ve ilçelerde de böyle örnek yönetim sergilenirse diye Fatsa'da yeşeren hayata son vermek istemişlerdir.1979 yaz aylarında Çorumda Alevi-Sunni. Atışması çorum körüklenir alev alevdir. Peki, bu olayları kim çıkardı. Adalet Partisi milletvekili Ahmet Cinbek olayları çıkaranlar MHP militanlarıdır. Milli Selamet Partisi milletvekili Şevket Kazan da: “Olayları MHP militanları kışkırttı.” der. İşte tam bu olaylar yaşanırken Çorum Yanıyor diyen Gazetecilere Süleyman Demirel;“Siz çorumu bırakın Fatsa'ya bakın.” der.
            Demirel in bu söylemi Fatsa halkını rahatsız eder. İlçedeki siyasi partileri de rahatsız eder. MSP (Milli Selamet Partisi )AP(Adalet Partisi) CHP ilçe teşkilatları ortak açıklama yaparlar; “Bize sakın dokunmayın biz burada kardeşçe yaşıyoruz. Huzurluyuz, mutluyuz.” Kendi ilçe teşkilatının bize dokunmayın feryadını dinlemeyen Demirel ordu valisi Reşat Akkaya marifetiyle “Nokta Operasyonu” düzenler. Binlerce polis asker Fatsa halkına karşı işkenceli bir saldırı başlatır. Fatsa halkı direne diren'e kırlara çekilir. Terzi Fikri şehri terk etmez. Ne pahasına olursa olsun şehirde direnecektir, o kadar yalanı da kırılırsa boyun eğmez.
            1979 Ekim ayından beri kavgasız gürültüsüz sakin ve huzurlu bir yaşam süren Fatsa halkının huzuru 1980 Temmuzundaki “Nokta Operasyonu” adını verdikleri savaşla bozulur. Bununla da kalmazlar gerici basınlarıyla Fatsa ve Terzi Fikri'yi karalama kampanyası düzenlerler. Bakın Amasya askeri sıkıyönetim mahkemesinde Fikri Sönmez nasıl yanıt verir; “Sayın yargıç ben yirmi beş senedir politikanın içindeyim. Fikirlerimi her yerde açıkladım burada da açıklıyorum. Ben toprak reformunu savundum, bana komünist dediler, fındıkta sömürü ye son verilmesini anlattım, Fatsa sokaklarında beni taşladılar, canımı zor kurtardım. Sonra beni başkan yaptılar. Benim suçum ileri görüşlülüğümden kaynaklanıyor. Bir şeyi on, onbeş sene önce söylüyorum benim suçum bu ben halkın söz ve karar sahibi olması söyledim, bunu da gerçekleştirdim. Şimdi bundan yargılanıyorum. Onbeş, yirmi sene sonra herkes halkın belediyelerde söz ve karar sahibi olması savunacaklardır. Bakın Tercüman gazetesi hakkımda karalama kampanyası başlattı. Günlerdir Fatsa dizisi yayınlanıyor. Paris Komünü gibi Fatsa komünü kurduğumuz, ceza evinde de komün kurduğum, komün hayatı yaşadığım yazılıp duruluyor. Egemen sınıfların borazanlığını yapan Tercümen gazetesi bana komünist diyebilir, ama asla “görevini kötüye kullandı, rüşvet aldı, cebini doldurdu, yoksuzluk yaptı ”diyemez, diyememektedir. Onların destekledikleri, arkasında oldukları belediye başkanları çeşitli yolsuzluklardan yargılanıyorlar. Benim Fatsa halkına götürdüğün hizmetleri bunlar yirmi yılda yapamazlar.”der. Bu tesadüf mü? Hangimiz memlekette hizmet etmiş oluyoruz, bunlar mı vatansever?
            Atina demokrasisini bundan 30 yıl önce hayata geçiren Terzi Fikri kimdir?
             İyi bir teorisyen midir? Hayır!
            İyi bir yazar-çizer midir? Hayır!
            Halkın içinden çıkan, kendini çok iyi yetiştirmiş, halk önderi devrimci bir kişidir.
            Akhisar'ımız da Fatsa deneyiminden esinlenen Özgürlük ve Dayanışma Partisi, Emeğin Partisi ve Halkevleri halka açık toplantılarda Akhisar da neler yapabileceklerini tartıştılar, birlik kurdular herkesin özgürce bir şeyler katabildiği programı savunan insanların katılımıyla 700'e yakın kişinin katıldığı ön seçimle adaylarını belirlediler. Bu seçim sonucuna göre mücadelesini Halkevlerinde yürüten Mehmet Akif Aksezgin (ziraat mühendisi) Bağımsız olarak Belediye Başkanı adayı oldu. Belediye meclis üyeleri de Emep listesinden girmesi kararlaştırıldı.
Dünyamız da, ülkemizde ve Akhisar'ımızda gelir dağılımının adaletsizliğine dur demek için iyi düşünmeli. %25 açlık sınırında %25 yoksulluk sınırında yaşarken toplam % 50 ye yakın kişi tehdit altında. Güçlünün yanında her zaman tavır koyan HALKIMIZA şimdi kendi sayısal gücüne oy vermeli tavrını koymalı. % 25 açlık sınırına düşmemek için. % 25'ni de açlık sınırından kurtarmak için güç olmak zorunda olmalıdır.
            Gelir dağılımının eşitlikçi paylaşım uygulamak, sosyal bir yerel yönetime yönelerek birlik olmalıyız. Büyük tekelci sermayenin soygun düzenine dur demek için, ezilenlerden doğru örgütlemek gerekiyor.
Diğer % 50'nin, % 30'u da yoksulluk sınırına altına düşme tehdidinde. Çok rahat hayat yaşayan % 30 kesiminde iyi düşünüp değerlendirmesi gerekiyor. Hani halk dilinde bir laf var ya “Düşmez kakmaz bir Allah” bir gün düşerseniz o zaman çok geç olabilir.
Tüm dünyanın kanını emen % 20'lik kesiminde dünyada dev şirketlerin sahipleridir. Dünyamızda ki tekelci sermayenin gelişmiş ülkelerdeki zenginlerinin gelişmemiş ülkelerdeki fakirlerle aralarında ekonomik fark 1'e 50'dir.
Ülkemizde de statükocu laik ve sahte İslamcı, dinci iki çevrenin sömürü düzeni devletin olanaklarını seçimlerde ele geçirerek kendi yandaşlarına pay edinmesidir. Ülkemizde tekelci sermayenin zenginlerinin fakirlerle aralarında ekonomik fark 1'e 25'dir. Bu soygun sömürü ve talan düzenine dur demek için % 80'inin iyi düşünmesi gerekiyor. % 20'lik azınlığın oyununa gelmeyelim. Ezilenden yoksuldan dışlanmışlardan ötekileşenlerden yana olmak, sınıfına ihanet etmemek için oylar kendine. Mahalle ve halk meclisleriyle yönetime katılımcı olmak için tüm kaynakları denetlemek. Ve karar almak. Gerektiğinde hesap sormak İÇİN! Oylar Bağımsızlara. Yani kendinize!    
29 Mart seçimlerinde ne olur hep birlikte göreceğiz ama şurası kesin ki bu topraklarda bahar geldiğinde mutlaka FATSA ÇİÇEĞİ açacak. Terzi Fikrinin toprağı bol olsun.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder