Taksim Meydanını Tekel İşçileri Kazandırdı.
1977 yılında başlayan karanlık
güçler tarafından karartılan ülkemiz 12 Eylül faşist cuntasıyla devam eden
süreç “Hak verilmez, alınır.” mantığıyla işçilerin ve emekçilerin mücadelesi
sonucu Taksim Meydanı kazanıldı. Yaklaşık 5 yıldır hükümetlerle girilen çatışma
her yıl mücadele direnişini yükselterek egemenlere korku salıp pes
ettirmişlerdir.
Taksim Meydanı birçok spor
gösterilerine sahne olarak serseri futbol fanatikleri tarafından masum
insanları katletme alanı olmuştur. Oysa yıllardır işçilerin ve emekçilerin
kutladığı alanda kimsenin burnu bile kanamamıştır.1977 yılında karanlık
güçlerin harekete geçip işçilerin ve emekçilerin gelişen toplumsal muhalefetini
sekteye uğratmak ve mücadelesini engellemek için katledilen kişilerin sayıları
hala devlet arşivlerinde net değildir. Hayatını kaybedenlerin sayısı kimine
göre 33 kimine göre 37 kimine göreyse 42'dir. 1978, 1979 ve 1980 yıllarında
karanlık güçlerin egemenlerin çıkarlarını korumak için Çorum, Maraş ve Malatya
olayları yaşanmıştır. Oysa Türkiye'nin birçok ilinde ve ilçesinde sokak
olayları ve katliamlar yaşanmaktaydı. Ülkemiz 1979 yerel seçimlerinde Fatsalı
terzi Fikri'nin belediye başkanlığı dönemini de yaşadı. Fatsa yerel yönetiminin
birinci yılını doldurmadan 12 Eylülcüler tarafından “Nokta Operasyonu”
yapılarak halk yönetimini engellemişlerdir. Darbe sonrası ülkede ve dünyada
kapitalizmin yoğun saldırısı altında kalan ülkemiz neo-liberal ekonomik
politikalara teslim olmuştur. Dünyada ve ülkemizde 1990'larda gerek Berlin
duvarının yıkılışı gerekse Sovyetlerin dağılması sonucu sosyalizm bitti
psikolojisi yayılmıştır. 2000'lerde başlayan kapitalizmin sorgulanma dönemi
ülkemizde ve dünyada ekonomik krizlerin 2001 ve 2008 yılından itibaren birçok kavram
kargaşası yaratıldı. Bu kargaşa içerisinde gerek sağ liberallerin gerekse sol
liberallerin kalemşorları tarafından sınıf mücadelesi bitti sözüne karşı Tekel
işçilerinin 2009 sonlarında başlattıkları direniş sınıf mücadelesini
ezen-ezilen, emek-sermaye sınıf mücadelesinin yeniden başladığına işaret
etmiştir. Oysa ülkemizde devrimci mücadeleyi verenler muhakkak ülkemizde
yaşanan sorunları aşmanın yolunun sınıf mücadelesi olduğunu yılmadan usanmadan
dillendirmişlerdir.
Emperyalist ülkeler tarafından
tekelleştirilen ülke kaynakları ve yaşam alanlarımızı tekelleştiren kapitallere
dur demeliyiz. Yoksulluğun sınıf mücadelesi ile aşılamaz söylemine karşı Tekel
işçileri ile birlikte verilen mücadele Taksim Meydanı da kazanılmıştır.
İşsizliği ve güvencesizliği yaşadığımız ülkemizde 1 MAYIS günü alanlarda
mücadele çıtasını yükseltmeliyiz.
Yaşasın İşçinin Emekçinin
Bayramı…
1 MAYIS
Günlerin bugün getirdiği, baskı
zulüm ve kandır.
Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez,
Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde.
1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı.
Yepyeni bir güneş doğar, dağların doruklarından,
Mutlu bir hayat filizlenir, kavganın ufuklarından.
Yurdumun mutlu günleri, mutlak gelen gündedir.
1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı,
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı.
Ulusların gürleyen sesi, yeri göğü sarsıyor,
Halkların nasırlı yumruğu, balyoz gibi patlıyor.
Devrimin şanlı dalgası, dünyamızı kaplıyor.
Gün gelir, gün gelir zorbalar kalmaz gider,
Devrimin şanlı yolunda, kül gibi savrulur gider.
Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez,
Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde.
1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı.
Yepyeni bir güneş doğar, dağların doruklarından,
Mutlu bir hayat filizlenir, kavganın ufuklarından.
Yurdumun mutlu günleri, mutlak gelen gündedir.
1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı,
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı.
Ulusların gürleyen sesi, yeri göğü sarsıyor,
Halkların nasırlı yumruğu, balyoz gibi patlıyor.
Devrimin şanlı dalgası, dünyamızı kaplıyor.
Gün gelir, gün gelir zorbalar kalmaz gider,
Devrimin şanlı yolunda, kül gibi savrulur gider.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder