1 Mayıs 2010 Cumartesi

Taksim Meydanını Tekel İşçileri Kazandırdı.


Taksim Meydanını Tekel İşçileri Kazandırdı.


1977 yılında başlayan karanlık güçler tarafından karartılan ülkemiz 12 Eylül faşist cuntasıyla devam eden süreç “Hak verilmez, alınır.” mantığıyla işçilerin ve emekçilerin mücadelesi sonucu Taksim Meydanı kazanıldı. Yaklaşık 5 yıldır hükümetlerle girilen çatışma her yıl mücadele direnişini yükselterek egemenlere korku salıp pes ettirmişlerdir.
Taksim Meydanı birçok spor gösterilerine sahne olarak serseri futbol fanatikleri tarafından masum insanları katletme alanı olmuştur. Oysa yıllardır işçilerin ve emekçilerin kutladığı alanda kimsenin burnu bile kanamamıştır.1977 yılında karanlık güçlerin harekete geçip işçilerin ve emekçilerin gelişen toplumsal muhalefetini sekteye uğratmak ve mücadelesini engellemek için katledilen kişilerin sayıları hala devlet arşivlerinde net değildir. Hayatını kaybedenlerin sayısı kimine göre 33 kimine göre 37 kimine göreyse 42'dir. 1978, 1979 ve 1980 yıllarında karanlık güçlerin egemenlerin çıkarlarını korumak için Çorum, Maraş ve Malatya olayları yaşanmıştır. Oysa Türkiye'nin birçok ilinde ve ilçesinde sokak olayları ve katliamlar yaşanmaktaydı. Ülkemiz 1979 yerel seçimlerinde Fatsalı terzi Fikri'nin belediye başkanlığı dönemini de yaşadı. Fatsa yerel yönetiminin birinci yılını doldurmadan 12 Eylülcüler tarafından “Nokta Operasyonu” yapılarak halk yönetimini engellemişlerdir. Darbe sonrası ülkede ve dünyada kapitalizmin yoğun saldırısı altında kalan ülkemiz neo-liberal ekonomik politikalara teslim olmuştur. Dünyada ve ülkemizde 1990'larda gerek Berlin duvarının yıkılışı gerekse Sovyetlerin dağılması sonucu sosyalizm bitti psikolojisi yayılmıştır. 2000'lerde başlayan kapitalizmin sorgulanma dönemi ülkemizde ve dünyada ekonomik krizlerin 2001 ve 2008 yılından itibaren birçok kavram kargaşası yaratıldı. Bu kargaşa içerisinde gerek sağ liberallerin gerekse sol liberallerin kalemşorları tarafından sınıf mücadelesi bitti sözüne karşı Tekel işçilerinin 2009 sonlarında başlattıkları direniş sınıf mücadelesini ezen-ezilen, emek-sermaye sınıf mücadelesinin yeniden başladığına işaret etmiştir. Oysa ülkemizde devrimci mücadeleyi verenler muhakkak ülkemizde yaşanan sorunları aşmanın yolunun sınıf mücadelesi olduğunu yılmadan usanmadan dillendirmişlerdir.
Emperyalist ülkeler tarafından tekelleştirilen ülke kaynakları ve yaşam alanlarımızı tekelleştiren kapitallere dur demeliyiz. Yoksulluğun sınıf mücadelesi ile aşılamaz söylemine karşı Tekel işçileri ile birlikte verilen mücadele Taksim Meydanı da kazanılmıştır. İşsizliği ve güvencesizliği yaşadığımız ülkemizde 1 MAYIS günü alanlarda mücadele çıtasını yükseltmeliyiz.

Yaşasın İşçinin Emekçinin Bayramı…


1 MAYIS
Günlerin bugün getirdiği, baskı zulüm ve kandır.
Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez,
Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde.

1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı.

Yepyeni bir güneş doğar, dağların doruklarından,
Mutlu bir hayat filizlenir, kavganın ufuklarından.
Yurdumun mutlu günleri, mutlak gelen gündedir.

1 Mayıs, 1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı,
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı.

Ulusların gürleyen sesi, yeri göğü sarsıyor,
Halkların nasırlı yumruğu, balyoz gibi patlıyor.
Devrimin şanlı dalgası, dünyamızı kaplıyor.

Gün gelir, gün gelir zorbalar kalmaz gider,
Devrimin şanlı yolunda, kül gibi savrulur gider.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder