6 Eylül 2010 Pazartesi

Tüm Esnaflar Rolünü Üstlen HAYIR'I Örgütle.


                       Tüm Esnaflar Rolünü Üstlen HAYIR'I Örgütle.


Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ülke coğrafyamızda çok kimliklilik, çok inançlılık dengelenmediğinden devlet farklı kültürleri bir arada yaşayabileceği eşit özgür bir anayasa olmadığı için ülkemizde her 10 yılda bir anayasa değişikliği konusunda çatışma çıkmaktadır.

     1989'a kadar yaşanan soğuk savaş dönemi Amerika'nın hep güdümünde olduk hep onların adına sosyal, siyasal ve ekonomik kararlar alındı. 24 Ocak 1980 ekonomik kararları sivil sermaye egemenliğinde şimdi onaylanmak isteniyor. Çıkarılmak istenen anayasa tüm toplum kesimine ne faydası vardır. Halklar adına hiçbir faydası olmayan bu anayasa paketi tüm halklar tarafından ret edilmelidir. Dünyada, ülkemizde, ilimizde ve şehrimizde ki kaynaklarımızın %90'ı elinde bulunduran %10'luk bir kesim vardır. %90 kesim ise %10 kaynakla geçinmektedir. Bunu ilçemizdeki sayısal orana vurduğumuzda yerelimizde 10 bin kişi köy ve beldelerimizle birlikte genelimize yansıtırsak 16 bin kişi yapar. Yani Akhisar'ımızın %90 kaynağını elinde bulunduran tüsiat çılar ve müsait çılardır. Bunlar çıkacak olan anayasa paketine tabiî ki EVET diyeceklerdir. Bunlar referanduma giderken bu güne kadar sömürdüğü halkalara ekonomik rüşvet akıtacaklar. Şah şahlı referandum çalışması da yaptılar ve yap maktadırlar. Şunu bilin ki. Harcanacak ekonominin içinde %90 kesiminin hakkı ve emeği vardır. %90 kesim ise sayısal oranı Akhisar'da 90 bin köy ve beldelerinde nüfusuna göre 144 bindir. Çiftçisi 24 Ocak kararlarından sonra 28 bin olan koçanlık tütüncü şimdi 5 bindir. Giden 23 binin iş istihdamı aile nüfusuna çarpılırsa 100 bin kişiyi işsiz bırakmıştır. Özal'la başlayan neo liberal serbest piyasa ekonomisinin tekelci kapitallere Akhisar tütüncüsü peşkeş çekilmiştir. Karşılığında Özal başbakan ve cumhurbaşkanı olmuştur. Ve Oğlu da IMF'de memur olarak çalışmaya başlamıştır. Diğer bakanları ise IMF'nin borazancılığını yapmışlardır. Şimdi hallerini sormak gerekiyor? Ne haldeler? Tarıma dayalı olan ilçemiz 25 yıllık süreçte ne halle geldiği ortadadır. Bu ekonomik politika Akhisar'ımızda köylü nüfusunun kentte göç etmesine neden olmuştur. Akhisar da diğer %10 kesimine ucuz iş gücü yaratmasına neden olmuştur.  Sendikasız çalışma koşulları ilçemizde bazı şirketleri vahşi sömürü yollarını açmıştır. Yok, ettiği diğer %90 kesim ise tarım işçisi, tekel işçisi işsiz kalmıştır. Zincirleme olarak küçük esnaf ve sanatkâr'da gerek tarımın çökertilmesinden gerek zincir mağazalarının çoğalmasından dolayı vergisini sosyal güvencesini ödeyemez durumdadır. Şu an binlerce esnaf sosyal güvencesizliğinden dolayı özellikle sağlık konusunda tehdit altındadır. Özal'la başlayan tarımın yok edilmesi tüm kesimleri tehdit altında bırakmıştır. Anneden babadan kalan evini dükkânını ve tarlasını bankalara ipotek etmiştir. Zincirleme olarak çiftçi, işçi esnaf ve sanatkâr diğer kamu çalışanları emekliler ve öğrenciler yani tüm toplum kesimimiz bu sömürü düzene teslim olmuştur.



Kökleri küçük esnaf ve sanatkârlığa dayanan milli görüş siyaseti AKP ile birlikte neo-liberal ekonomik politikaları ile dünya ve ülke kapitalleri, küçük esnaf ve sanatkârları yok ederek, kendilerine bağımlı bayilikler oluşturmak istemektedirler. Doğası gereği esnaf ve sanatkârlarımız çok kimlikli çok kültürlü kimliğe sahiptir. Sen esnafsın siyaset yapma anlayışıyla muhafazakârlaştırdığı küçük esnaf ve sanatkârlar şimdi rolünü üstlenmelidirler. 12 Eylül darbesiyle başlayan serbest piyasa ekonomisini şimdi tescillenmek istenen AKP anayasasına HAYIR diyerek pabucu dama atılmalıdır.                                                     



Çiftçisine ananı alda git. İşçisine ayaklar baş olmaz de. Harç zamlarını protesto eden öğrenciye kredi veriyoruz daha ne yapalım de. Ataması yapılmayan 300 bin öğretmene her okuyana iş bulacağız diye bir kural mı var diyen Kürtleri kandıran, Alevileri kandıran, Romenlari kandıran bukalemun yüzlü başbakana al anayasanı başına çal deme zamanıdır. Tarihten bu yana solcuları, sosyalistleri, devrimcileri her ortamda ötekileştiren, tanımayan buna karşı özel örgütler kuran işkence tezgâhlarından geçiren sözüm ona inançlı, milliyetçi gözüken ama maalesef demokrat partiyle başlayan her mahallede 1 milyoner düşüncesini alt etmemiz gerekiyor. ANAP'LA devam eden büyük Türkiye hayaliyle ABD ve AB adına ülkede devrimcileri asan özelleştirme politikalarını hayata geçirenler, AB sevdasına koşan Tansu ÇİLLER'İN Abdullah GÜL'ÜN, Tayyip ERDOĞAN'NIN sosyal, siyasal ve ekonomik siyasetin tersine çevirmenin tam da zamanıdır. Esnaf ve sanatkârlar gerek yerelde gerekse genelde bizleri korumayan ve bizler adına hiçbir önlem olmayan anayasaya paketine ''HAYIR''demeliyiz. Çiftçiyi, işçiyi, emekliyi ve öğrenciyi yok eden bu iktidarlar seninde ekmeğine aşına gözünü dikmiştir. Senin felsefenden senin gündelik siyasetinden beslenen bu iktidarlar tekelleşmiştir. Seni de yok etmek istemektedir. Eğer rolünü üstlenip ''HAYIR''ı örgütlemezsen tüm toplum kesimleri ile olan bağını tamamen koparacaklar ve seni de yok edeceklerdir.



HAYIR, çıkarsa eşitlikçi özgürlükçü bir anayasanın oluşması için bir adım atmış olacağız. EVET, çıkarsa tarikat cemaat ilişkilerinin aşağıdan. Yukarıdan ise yerel ve genel iktidarın tüm gücü kullanılarak eşit olmayan anti demokratik yöntemlerle dayatmacı bir anayasa olacaktır. 5 yıllık yerel 8 Yıllık genel iktidarları bizlere bunu doğruluğunu göstermektedir. Haydi, ülkemin insanları senin kaynaklarını sana rüşvet olarak veren bu iktidarı sandığa göm! O büyük boylarının ölçüsünü alsınlar.        


12 Eylül Anayasasına da bizlere hiç faydası olmayan AKP anayasasına da “HAYIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder