26 Ocak 2011 Çarşamba

SOL Yelpazeye Eleştiri, Özeleştiri Yapmamız Gerekmiyor mu?


SOL Yelpazeye Eleştiri, Özeleştiri Yapmamız Gerekmiyor mu?


Kimi demokrat, sol, sosyalist, devrimci kesim ne yapıyor? Yaşananları izleyip, yakınıp ama müdahale etmeyerek yaftalanmaya (tanınmaya) hakkınız var mıdır?  Öz eleştiri yapmamız gerekmiyor mu? Bulunduğunuz her yerde yaşama müdahale etmek gerekmiyor mu? Bu kadar mı tozpembe her şey, yoksulluğunuzdan dolayı mı solcu oldunuz? Yani maddi olarak ufak tefek kazanımlarınızı yakalayınca çark mı ettiniz?  Dönekleştiniz mi? Dönekleştiyseniz neden safınızı net olarak belli etmiyorsunuz? Hala Fenerbahçe Galatasaray futbol takımını tutar gibi vazgeçmeyip samimi dürüst davranmıyorsunuz. Bu yazımın büyük bir bölümü özellikle yetmez ama evet çileredir. Yaşam tarzınızla kötü örnek oluyorsunuz. Küçük kazanımlarınız hakkınız zaten sizler emekçisiniz bir ömür boyu bir ev, bir dükkân, bir araba ve en fazla yazlık alırsınız, ondan sonra da göçüp gidersiniz. Unutmayın dünya kiralık eninde sonunda en fazla bir buçuk metre yerin sahibisiniz paranız yoksa mezar yeri de alamazsanız belediye kokutursun ortalığı diye defneder birkaç cami cemaatiyle. Şimdi özeleştiri yaparak gören gözlerinizle görmeyenlere göstermelisiniz yaşananları. Biliyorsunuz. Her şey gönül zenginliğidir, paylaşımdır, sevgidir, barıştır, kardeşliktir. Ulusalcı damarlardan uzak durarak BİR ARADA YAŞAMI SAVUNMAKTIR. Küçük MADDİ kazanç değildir. Geçmişte verdiğiniz mücadele onurlu ve insanca bir mücadeleydi, ufak tefek hatalarınız olsa da diğer siyasal yapılar gibi onursuzca halkın kazanımlarını çaldırmadınız, hakkı olanlardan alıp olmayanlara satmadınız. Ama maalesef onlar kadar da cesaretli olamadınız. “Cesaret, cesaret kurtuluş mutlaka ellerimizde” Gurup yorumun şarkısını dinlediniz ama bir türlü cesaretlenmediniz. Unutmayın bunca devlet baskısına rağmen şecereniz de çeteleniz de temizdir. Tarih yalan söylemez kula kulluk değil emeğe, insan onuruna yaraşır bir yaşamdır bizlerin istediği. Tarih halklar adına onurlu mücadele veren insanların adlarını altın harflerle yazıyor. Hani sağ-sol kavramının çıktığı yer bir parlamento da diziliş şekliydi ya, sol tarafta oturan işçi, çiftçi, ezilen kesim değil miydi? Sağ tarafta oturan patron, tüccar, zengin, kapitalist, toprak ağası, tarikat ve cemaat ilişkilerini geliştirerek suyun başına geçenler değil miydi? Öyle olduğunu çok iyi bilmektesiniz, deşifre etmek gerekmiyor mu? Hayata yaşama tüm topluma sahip çıkarak örgütlenmek gerekmiyor mu? Yaşamın tüm alanlarında yerelin ve genel iktidarın değirmenine su taşımak mı? Suyun musluğunu kesmek mi gerekir? Mücadele ideolojik değil midir? Yoksa kurulan sinsice ve sahtekârca insan ilişkisine mi kanmaktasınız?



Kapitalizmin geldiği sonuç ortada, dünyanın her yerinde isyan, devrim, özgürlük mücadelesinin ivmesi yükseliyor. Yükselen bu ivmenin neresinde yer almak istersiniz? Tüm yaşam alanlarına müdahale ederek, yokluğun getirdiği mağdur durumdaki halklara ortada onların mutlu yaşaması için ancak sosyalistler ve devrimciler siyaset ve politika üretebilir. Çünkü sosyalistlerin ve devrimcilerin din, dil, ırk, ulus ve millet ayrımları yoktur. Tek ayrımları emek-sermaye ÇELİŞKİSİDİR. Eşitliğin, özgürlüğün yaşanmadığı dünyamızda ülkemizde ve ilçemizde SÖMÜRÜ düzenine karşı çıkarak mücadele etmektir. Vahşi kapitalizmin getirdiği sosyal,  toplumsal ve ekonomik huzursuzluğumuzu tersine çevirerek yaşamı eşit ve özgürce örmeliyiz ve örgütlemeliyiz. WikiLeaks belgeleriyle ortaya çıkan tüm dünyanın sahtekâr hırsızlar artık hiç kimseye bir şey anlatamaz ŞAPKA DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ! Dünyada tüm hırsızların gizli kasası olan İsviçre bankalarının ne sırrı varmış! Küreselce sömürü düzenine WikiLeaks küreselce çetele sunarak önemli bir görev üstlenmiştir. Dünyada başlayan sistem karşıtları sermayenin hegomanyasını tersine çevirme mücadelesini İSYAN, DEVRİM, ÖZGÜRLÜK talepleriyle yeniden devrimci dönüşüme çevirmeliyiz.



Kimi çevreler için özeleştiri mekanizması içinde yazı yazmak istedim Dili sivri yazımdan dolayı da dostlarıma saygısızlık ettiysem af ola. Eleştiri sahiplerinin de kendilerine gelmelerini öneriyorum. Ezilen halklar mücadelesini verirken, kimi tartışmalarda örnek gösterilerek insanlığın en onurlu mücadelesi ve ilkelerini zedelemektesiniz. Sanmayın ilkesizce davranışlarınız görülmüyor, fark edilmiyor. Her şey herkes tarafından izlenmekte ve görülmektedir. Kötü örnek olarak gösterilmektesiniz.                                                  

      

Sosyalistler ve devrimciler için seçimler ve parlamenter sistemler araç olarak kullanılır. Asıl amaç sınıf bilinci ve sınıf siyasetini örmektir. Halkın kendi kendini yönetme becerisini kazanmasıdır. 



SOL yelpazedeki siyaset yapanlarımızın kısa sürede yapması gerekenler:



Çağdaş görünümünüz yaşadığınız toplumda itici olmamalıdır. Halkın kendinden biri olduğumuzu bilmesi için onun dilini onun yaşam biçimini benimsemeliyiz. Oy'unu değil gönlünü alarak eşit bir yaşam biçiminin mümkün olduğunu hissettirmeliyiz.



İnsan onurunu kıran sadaka sistemini bertaraf etmek için imeceyi, dayanışmayı, “ben siftah yaptım komşum yapmadı.” anlayışını hatırlatmalıyız. Halkların paylaşarak hak sahibi olduğunu göstermeliyiz. Yokluk, yoksulluk ve işsizlik sorunun bir kader değil, sistem sorununun olduğunu anlatmalıyız.

         

Kötü örnek tekellere karşı eşitliğin, paylaşımın huzurlu mutlu bir yaşam olduğunu, işsizliğin ve yoksulluğun nedenini tekeller olduğunu ve bu iktidarda onların iktidarı olduğunu anlatmalıyız.   



Eğer dayatılan bir yaşam biçiminden, iktidardan, liberallerden, ırkçılardan, şikâyetçiysek yapmamız gereken, içimizdeki liberalizmi ve alışkanlıklarımızı yenmektir.       



EŞİT ve ÖZGÜR BİR İLÇE, ÜLKE VE DÜNYA KURMALIYIZ. YAŞASIN EZİLENLERİN ÖRGÜTLÜ MÜCADELESİ…!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder