İmar Planı
Değişikliğinin Burjuvaziye Kazanımı Ne Olacak.
Uluslararası,
ulusal, il ve ilçe burjuvazinin (kapital-zengin) dünyamızı parselleme gasp etme hırsı hiç
bitmez. Birinci ve ikinci dünya
savaşlarından elde ettikleri kazanımların bedeli milyonlarca insanın ölümlerine
neden olmuştur. Açgözlülükleri hiç bitmez. Doğayı insanı katletme üzerine
kurulan kapitalizm kesintisiz sürekli saldırısıdır yaşananlar. Bu gidişatta dur
denmeli.
Emperyalist
devletlerin yukardan aşağıya başlattıkları Neo-liberal ekonomik saldırısı
maalesef dünyayı kasıp kavuruyor. Ulusal burjuvazinin de ülkemizi bunun
doğrultusunda dizayn etme isteği 50'lilerden bu yana uluslar arası örgütlerine
dahil olarak, birinci dünya savaşı bağımsızlığımızı rafa kaldırılarak
kapitalist sisteme uyarlanmıştır. Her mahallede bir milyoner yaratma sevdası
başarıya ulaşmış ve şimdi de dünya milyarderler sıralamasına girmek için yarış
ediliyor. AKP iktidarının 2001 krizi sonrası çıkarılan 15 günde 15 yasayla
mevcut sistemin en büyük uygulayıcıları olmuştur. Çıraklık dönemi sonrası
kalfalık döneminde 2007 den itibaren dünya milyarderler sıralamasına her yıl
yüzde yüz artan dünya milyarderlerine insan taşıyarak ülkemize tekelciliğin
alasını yaşamıştır.2007 ye kadar 13 olan milyarder sayısı son yıl
açıklamalarına göre 39 kişidir. Öne çıkan isim ise topbaştır. Topbaş kimdir
zincir marketlerin büyük hissedarı olan ve başbakanın oğlunun da ortağı olduğu
söylenen şehrimizde de mantar gibi her yerden patlayan marketlerin
sahipleridir.
Burjuvazi
birilerinin mutsuzluğunun üzerine kurulan dizayn etme girişimleri hep keseri
kendilerine doğru yontmalarıdır. Yapılacak işlerin öncesinde tüyolarını alan
arsa ve arazi rantçıların gözü kulağı olan resmi ve siyasi yöneticilerdir.
Çıkarılan yasalar bile onların görüşlerine ve onayına göre çıkarılıyor.
Burjuvazinin yönlendirdiği küçük burjuva özentisine sahip olan halkla iç içe
olarak halktanmış gibi görünen aslında zenginlerin değirmenine su taşıyan sahte
görünümlü maskeli kişiler iyi tanınmalı. Onlara asla ve asla gövermemeliyiz.
Şehrimizdeki
yerel yöneticiler demokrasi anlayışı yoktur. Oligarşi (küçük bir zümre'nin
yönetim anlayışı) anlayışlı yerel yönetim, son olağan üstü meclis
toplantısında ah vah ederek nasıl yapalım imar planını kent konseyi de yok ama
bir komisyon kuracağız onunla yaparız demesi zaten nasıl yönlendirileceğinin
işaretini vermiştir. Profesyonel uzmanlardan oluşacak komisyon önceki
işlerinizde ki profesyonellerden midir? Bu iş de, çok basit yöntemlerle
halledilecek işleri ihale ederek şirketlere havale ettiği gibimi olacak.
Evet,
7–8 yılık yerel iktidarın yaptıkları güven vermiyor. Şehrin esnafına-çiftçisine
verdiği hiçbir olumlu katkısı yoktur. Bu güne kadarki tekelcilik anlayışı genel
iktidar gibi var olan kazanımları çarçur etmekle geçmiştir. Kamu kurumunu bir
şirket gibi yöneteceğiz diyen bir belediye başkanından ne bekleye biliriz ki.
Sürekli yalpa yapan demokrasi anlayışı, yerel yöneticilik yaparken ticarete
bulaşmaları iş yeri sayılarının her gün artarak fazlalaşan marketler serisi.
Tarım konusunda küçük üreticiyi unutarak endüstriyel tarımı hizmet etmeleri
gibi. Geçtiğimiz yıl yapılan Ulusal Zeytin Kongresi. Kamu kurumunun
kazanımlarını futbol takımına kaktırmaları gelecekte plan değişikliği yapılan yerin
küçük esnafa vereceği zararlardan dolayı güven vermiyor.
Evet,
iktidarın 2009 yerel seçimde ön plana çıkan tekerlemesi gün geçtikçe vücut
buluyor. Mücahit-Müşahit-Müteahhit şimdide her şeylere Müsait olmuşlardır.
Evet, ilkten cemaat ilişkileriyle tüccarlık-siyaset yaparak sonrasında yerel
yönetimlerle birlikte müteahhit, marketçilik ve endüstriyel futbol alanlarında
başarılı olmuşlardır. Şimdi ustalık dönemi de ÇILGIN projeler peşinde koşturan dev şirketlerin plan değişikliği.
Büyük rant kokan imar planı değişirse kimler ne kapacak mesela binalarımız dört
kat yerine deprem kuşağında olan ilçe binalarımız kaç kata çıkarılacaktır. Çok
kat olursa beton dökme şirketlerine yerel yöneticilerimiz marketler gibi
sahipleri olacaklar mı? Olacaklarsa nasıl siyasi samimiyetliklerine ve
dürüstlüklerine inanırız. Hem icranın başında ol hem de ticaretin başında,
geçin bunları tekelcilikten elde ettiğiniz kazanımlarınız TÜM HALKIN VE KENTİN KAYIPLARIDIR. Birilerine gökten zembille
inmiyor; geçin bu nasip hikâyelerini nasip dediğiniz şeyler elinizin altındaki
yetkinizi kendinize doğru YONTULMASIDIR.
Bu
yapılacak imar planı değişikliği halkın yararına olmalıdır. Düzen içinde ki
partilerin sendikaların cemaat-tarikat ilişkilerinin at oynayacağı ortam
olmamalıdır.
Onun
için sorumluluk düşen başta TMMOB (mimar ve mühendisler odası) olmak üzere
KESK'E bağlı Tüm-Bel-sen(belediye de imar işlerinde çalışan üyeleri) DİSK bağlı
Emekli-sen Halk Evi'ne ve bu gibi demokratik kitle örgütlerine büyük görev
düşmekte. Aynı şekilde sınıf partileri ÖDP EMEP TKP BDP'ye de büyük görevler
düşmektedir.
Evet,
halk adına mücadele veren devrimci demokrat kesim halktan yana mücadele etme
görevi sizleri bekliyor.
Yazının sözü: Beklediğim
Yarınlar Dünde Kaldı. TOLSOTY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder