7 Mayıs 2012 Pazartesi

Meclis Toplantısı, Esnaf Toplantısı, 1–5–6 Mayıs Günleri Konulu Yazı


Meclis Toplantısı, Esnaf Toplantısı, 1–5–6 Mayıs Günleri Konulu Yazı


Nisan Ayı Belediye Meclis Toplantısı Kararları
13 Nisan da yapılan Belediye Meclis Toplantısından birkaç konuya değinmek istiyorum.

Denetim-Faaliyet raporunun görüşülüp onaylanması. 

Geçtiğimiz yıl denetim raporu denetim komisyonu tarafından görüşülüp mecliste oylanarak geçti. Faaliyet raporu ise yalnızca halkla ilişkiler birimi kapsamında tutularak 1 ret oy 24 kabul oyu ile geçti. Reddeden meclis üyesi CHP’li belediye meclis üyesi H.E dir. Gerekçe olarak faaliyet raporunun yalnızca halkla ilişkilerin yaptığı işler olarak sunulmasıydı. 

İkinci konuysa belediyenin önceki yıllar söz verip de yapmadığı ortak aklın yaratılmaması. MHP meclis üyesi O.O. sorusu üzerine Başkanın kendisini savunarak kent konseyinin işlevsiz olduğunu, bunu benim tarafımdan hayata geçirilmesinin doğru olmayacağını, ama böyle bir talebinde olmadığını söyledi. Bundan tam yedi yıl önce birkaç toplantısı yapılan kent konseyinin işlememesi, konusunu atlayan başkan sorumluluktan kaçmasıdır. Çünkü o dönem tüm toplantılarına ben de berberler odası adına katıldım. Kent konseyinin hayata geçmemesinin diğer bir nedeni de, o dönmem ki kaymakamımız HACIMÜFTÜOĞLU’nun engellemeleridir. 

Hacımüftüoğlu ağzından aktarıyorum. Kent konseyi belediyenin üzerinde bir oluşum değil demiştir. Önerileri tavsiye niteliğinde olur. Bu çıkışıyla o gün oluşacak kent konseyinin önü tıkanmıştır. Bu engelde belediye yönetimini rahatlatacak olmalı ki, bir daha ne halk toplantıları yapılmıştır, ne de kent konseyi toplantıları... O günden bu güne yerelimiz oligarşi yönetim anlayışına yönetiliyor. Eğer o dönem kent konseyi hayata geçseydi, dört kişinin aldığı kararlar uygulanırlığı olmayacaktı. Yani kentin tüm kararları ellerin de sihirli değnekleri olan oligarşi yönetmemiş olacaktı. Sayın O.O. ortak akıl, ortaklıktan ne anladığınızla ilgilidir. Kent kazanımlarının paylaşımı yoksa ortaklığı olur mu?                    
    
Hafta Tatil Ruhsatı Talebe Göre Değerlendiriliyor. Ama Bazı Mesleklerin Talebi Reddediliyor
   
Geçtiğimiz 18 Nisan günü kadın berberlerinin topladığı 36 imzalı dilekçe belediyemize verildi. Konunun içeriği: Faklı meslek guruplarına göre uygulama yapılmasıydı.150. 00 TL olan hafta tatil ruhsatının düşürülmesi konusunda ki kadın berberlerinin talebi Belediye Başkan Yardımcısı Latif Çakmak tarafından komisyonda görüşülmeden reddedildi. Tüm imza sahiplerine gönderilen dilekçede yasanın 20.00.TL den 800,00 TL kadar belediye meclisinin yetkisinde olduğu, kadın berberlerinin 150,00 TL karar alındığı bildirilmiştir. Geçtiğimiz yılda bir başka esnaf gurubunun talebi meclis tarafından değerlendirilmiş ve fiyatı düşürülmüştür. Burada belediyemizin çifte standart davranışı çok net olarak görülmektedir.              

CHP Milletvekili Özgür Özel’in Katılımıyla Esnaf Kahvaltı Toplantısı Yapıldı
CHP İlçe Örgütünün ve Merkez Çarşı esnafının düzenlediği esnaf kahvaltısında, esnafın sorunları konuşuldu. Ayakkabıcılar arastasında konuşulan konulara biraz değinerek genel bir değerlendirme yapmak istiyorum. B.Ali Kuloğlu’nun arastanın 100 yılık tarihi olduğunu ve artık eski dostlukların kalmadığından yakındı. Ahilik kültüründen bahsedilirken Vehbi Bakırlıoğlu’nun da bir yaşanmış hikâyeden bahsetti. Dedesinin yaşadığı hikâye şöyle, birinin borç para istediği ve aldığı parayla aynı işi yapan birinden alış veriş yapmaya gittiğini ve dedesinin buna çok bozulduğunu söyledi. Bunun geçmiş tarihlerde işi olmayan esnafın iş yapması için kimi ahi kültürüne sahip olan kişilerin kullandığı yöntem olduğu söylendi. 

Şehrimizden bir basının mensubunun soru sormadan dinleme cihazı uzatarak milletvekilinden görüş aldığı sırada, bana da Özel’e soru sorma imkânı sunmuş oldu. Vekilimiz Özgür Özel meclis çalışmalarından bahsederken değindiği bir konu esnaflarla ilgiliydi. Büyük alış veriş merkezleriyle ilgili yasanın çıkarılamadığını ve bu konuda çalışmaların olduğunu söyledi. Bende küçük esnafın yaşadığı sorunun bir sistem sorunu olduğunu ve mevcut sistemin 2007 yılından buyana çöktüğünü, nerede duracağının da belli olmadığını söyledim. Akhisar’da plan değişikliğinin yapıldığı yere CHP’nin de belediye meclisinde oy verdiğini bu konuda ne düşündüğünü bu sorumluluktan nasıl kurtulacaklarını sordum. Verilen cevabın pek tatmin edici olmadığını belirtmek istiyorum. Partililerinin muhalif bir çizgisinin halk tarafından yanlış anlaşıldığını, bu yüzden böyle bir karar almış olacağını söyledi. Genel merkez düzeyinde böyle politikalarının olmadığını söyledi.

Değerlendirmem: Öncelikle “esnaf ” kavramına bir açıklık getirmek istiyorum. Benim sorunlarını dile getirdiğim esnaflar küçük esnaf ve sanatkârlar-zanaatkârlardır. Büyük esnaf tüccar, ticaret odası-ticaret borsası-aktif-genç iş adamlar değildir. Burada bir ayrım yapmamızda yarar var, emeğini ve sanatkârlığını-zanaatkârlığını yapanlarla, para ile tüccarlık yapanlar aynı kefede değerlendirilemez. Bizlerin sattığı emeğe ve sanata-zanaatkârlığa dayalıdır ve zamanla yarışılan işlerdir. Diğerleri ise üretilen artı değer üzerinden parayla para kazanmaktır. Onun için mevcut düzen ve sistem partilerinin yaptığı toplantıların adı esnaf diye kullanılıyor, aslında kendileri tüccar esnafıdır. 

Akhisar’a özgü bir halk değimini 100 yıllık arastaya sormak isterim. “Bizim oğlan anlayışı” geçmişten bu güne süre gelmiştir. Şimdi ise Akhisar’da yaşayanlar bu şehri yönetmekteler gerek belediye, gerekse siyaset kurumların da kararlar almaktalar. Bizim oğlanların dışında ilçemize bir saldırı var. Hatta bunlar, ülke insanları da değil. Bu tekelci vahşi saldırıya nasıl önlem almak istersiniz. Yerli Akhisarlılara dahil olan, önceki yıllar da Yunanistan’dan, Yugoslavya’dan, Bulgaristan’dan göç edildi. Sonraları köylü Yörük, kara denizliler Laz doğu kökenliler Kürtler geldi. Bunlar bu coğrafyanın ve bu dünyanın emekçi insanları, pastayı paylaşırken ben ve bencillik duygularımıza engel olamadık. Ötekileştirildiler, dışlandılar ve hor görüldüler. Ama şimdi ülkemize ve ilçemize gelmeden tekelci kapitallerin oturdukları yerden ilçemizin tüm ekonomisini ve zenginliklerini hortumluyorlar ve bunları yaparken bizlerin seçtiği kişiler de önlerini açmak için ortak kararlar alıyorlar.

Çözüm: Bulunduğumuz şehri yaşanabilir bir şehir yapma için şovenist, milliyetçi, ulusalcı, ırkçı ve dinci duygulardan uzak durarak, emekçiye ve paylaşmaya dayalı bir kültürün mutlaka oluşturmalıyız. Yoksa ne öz değerlerimiz kalacak, ne de birbirimize olan saygınlığımız. Elin tekelci oğlu bizleri teslim alarak şehrimizde at oynatacaklar.                                            


Dünyada, Ülkemizde, İzmir’imizde, Manisa’mızda 1 Mayıs

KÜBA
1Mayıs birlik dayanışma günü coşkuyla kutlandı. Dünyanın birçok ülkesinde kutlanan 1 Mayıs işçi ve emekçi bayramı eşitliğin ve özgürlüğün yaşandığı yer olan Küba’da renkli görüntülere sahne oldu. Evet, ülkemizde ve ilçemizde sürekli yurtdışı gezileri yapan yöneticileri, neden eşitliğin ve özgürlüğün yaşandığı yer olan Küba’ya gitmezler, dünyada örnek alınacak ülkeler en başında Ernesto Che Guevara- Fidel Castro’nun Ülkesi kalmıştır. Küba Elli yıldır özel mülkiyetin olamadığı, sağlıkta ve eğitimde çok ileri ülkeler arasında yer almaktadır. Katil ABD’in baskısına rağmen onuruyla öz değerleriyle Dünya’da dimdik ayakta kalan tek ülkedir. 

TAKSİM 
Türkiye'de Taksim katılımı Avrupa ve Orta Doğu en yoğun katılımının sağlandığı yer olmuştur. Taksim de yapılan 1 Mayıs Orta doğuda yaşanan emperyalist baskı ve zorbalıklara karşı verilen en ciddi cevap olmuştur. Ayrıca Taksim Ülkemizin işçi sınıfının sembolik yeri ve onurunun kırıldığı bedel ödendiği yerdir. 1977 1 Mayıs’ın unutmayan işçiler ve emekçiler, bu yıl yine taksimi 12 Eylül’e götüren sürecin başlangıcı olduğunu hatırlatmıştır.

İZMİR
Ege bölgemizin gözde şehirlerinden olan İzmir’de harika katılımının ve coşkunun yaşandığı yer oldu. Yaklaşık 70 bin kişinin katılımının sağlandığı yer, Gün Doğdu Meydanıydı. Coşkunun hat safa çıktığı zaman da saatler 14.00’ü gösterdiğinde tüm ülkedeki 1 Mayıs alanlarında aynı anda ortak tek slogan atılarak “FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZ’A” tüm ülke de tek bir ağızdan haykırılmıştır.            
MANİSA
İlçemiz de 1 Mayıs günü EğitimSen’in organize ettiği katılıma dört araçla katılmıştır. İlk yürüyüş Manisa EğitimSen’in önünden başlamak üzere Manolya meydanından öğretmen evinin önüne kadar coşkulu bir miting’i erken bitirerek İzmir’in coşkusuna coşku katarak taçlandırmıştır.          
 ANTİKAPİTALİST MÜSLÜMAN GENÇLİK
Ülkemiz de bu yıl 1 Mayıs da ilginç bir gelişme yaşandı. “Antikapitalist Müslüman gençlik” 1 Mayıs da biranda çıktı ortaya, neden acaba bu güne kadar sınıf mücadelesinin yaşandığı alanlarda olmayanlar, neden acaba biranda bizde varız demiştir. Acaba Dünya da gelişen sınıf mücadelesinde kendi tabanlarının kayacağından korkmaktalar mıdır?      


Not: Mayıs’tır içimizi burkturan, aynı 30 Mart kızıldere gibi; 6 Mayıs katliamına engel olamadılar, ama tarihe adlarını altın harflerle kazıdılar. Şimdi ise Mahir-Hüseyin-Ulaş-Deniz-Yusuf-İnan-İbrahim ve diğer devrimciler gibi binlercesi var. 

Bir başka Mayıs’ta üzüntümüz Fikri Sönmez dir. Aynı Mahirler gibi devrimci yolda yürüyerek Fatsa öyküsünü yazmıştır. Ceza evi sürecinde işkencelere dayanamayıp kalp krizinden hayatını kaybetmiştir. Anıları mücadelemize ışık olsun. Unutmadık unutturmayacağız.  
Fikri Sönmez Bu Şafaklarda link http://www.muhalefet.org/haber-fikri-sonmez-bu-safaklarda-14-2325.aspx
               

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder