Yerel Seçimleri Haksız Rekabet Yapanlar
Kazandı.1
Yerel
seçim çalışmalarında üzücü üç olay yaşandı. İkisi Sayın H.İ. DOĞAN'IN başına
geldi. Çok iyi bir insan olan kardeşi muhtarlık seçimini kazandı, ama bunun
sevincini yaşamadan hayatını kaybetti. Bir diğeri ise Yüksek İlkokul mezunu
arkadaşımın kalp krizi geçirmesiydi. Üçüncüsü bağımsız belediye başkanının
seçim arabasının kazası sonucunda dört arkadaşımızın yaralanması ve bir
arkadaşımızın hayatını kaybetmesiydi. (Özden SIDALBEL) Seçimler üç üzücü olayla
sona erdi. Kim kazandı, kim kaybetti sorusuna verilecek net cevap: Kaybeden şu
süreçte DOĞAN ve SIDALBEL ailesi oldu.İki aileye de baş sağlığı sabır ve geçmiş
olsun dileklerimi iletiyorum.
Düzen
partilerinin diktatör genel başkanları yerel seçimlerden bir yıl öncesieki
yerel siyasetçileri kendilerine bağımlı hale getirerek, üretimsizliğinin en
büyük sorumluları olmuşlardır. Yüz bin nüfuslu Akhisar'ımızda kimin aday
olacağına ne partili üyeler ne delegeler ne de ilçe yönetimleri karar verebildi. Temsili demokratik yöntemleri bile
uygulamayan diktatör
genel başkanlara sitem
ederek yazıma başlamak istiyorum.
Şöyle
bir hafızamızı kurcalayalım. Bir yıldır nelerle uğraştık. AKP'nin altı aday
adayı üzerinden konuşulanlara değinmek istiyorum Salih HIZLI dan biraz
bahsedelim. Asla şahin Hoca'nın,süleymancıların,fettullahcıların,yandan
desteklediği biri olduğu için olmazdı. Diğer aday Nakşibendî tarikatına bağlı
olduğu için aday olacağı söylendi. Diğer dört aday da milletvekillerinden
yandan aldıkları destekle aday adayı oldular. Sonunda Salih HIZLI Şahin
Hocanın, Süleymancıların yandan destekli fetullahcıların onayını alarak mı aday
yapıldı. Bilemiyoruz. O adayla aday yapanlar arasında bir sırdır.
Salih
Bey hayatı, yaşamı insanları iyi okuyarak stratejik taktiklerle olumsuz
durumunu kendi adına olumluya çevirerek haksız
rekabetle KAZANDI. Aslında AKP 2004'e göre kaybeden siyasi partidir. Yani
Türkiye de AKP' kaybettiği gibi, Akhisar'da da kaybetti oyları düştü. 2004
seçimlerinde 17 700 oy alan Belediye Başkanının şimdi aldığı oy 17 426 yani
2009 da seçmen sayısındaki artışa bakılırsa aslında yerelde ve genelde AKP'nin
oylarının düştüğü görülmektedir.
Bir:
Belediye imkânlarını eklersek ekonomik olarak, halkla ilişkiler bölümüne 1,5
trilyon, basın yayın organlarına 850 milyar lira harcanmıştır, Toplamda 2008 yılında 2 trilyon 350 milyar lira para
harcandı. İki; kamu kurumlarının imkânlarını kullandığı gibi alanlarını da
kullanmıştır. Hazine yardımlarından alınan paradan Akhisar'a ne kadar düştü?
Parti genel merkezinden gelen miktarın ne kadar olduğunu da bilemiyoruz 2009 da neler harcandığını bilemiyoruz? Harcamaları bundan sonraki süreçte
ilçemizde yerel köşe yazarı kimliğimle takipçisi olacağım. Akhisar halkını
buradan bilgilendirmeye çalışacağım.
Kazanan
tabi'ki AKP'nin Belediye Başkan adayı oldu. Ve AKP'nin dokuzu belediye meclis
üyesi, sıralaması ve üç kontenjan adayı toplam on iki meclis üyeleriyle
birlikte kazandı. Muhalefet meclis üyeleri de şöyle sıralandı. Yedi
MHP,beş CHP,bir DSP kazandı.Toplam on üç
muhalefet meclis üyeleri birinci sırada
ipi göğüsledi. AKP'nin bundan sonraki
süreçte yapacağı farklı bir şey yok. Esas görev seçim sürecinde muhalif olan MHP, CHP ve DSP'nin meclis üyelerinin
olacaktır Gerçek görev muhalefetten bekleniyor.
Dün dündür,bugün bugündür
demeden. Dün programlarında var olan bakış açılarını yansıtmalarını muhalif
Belediye Meclis Üyelerinden bekliyoruz. Dilerim kutsal kardeşlikleri Akhisar halkının kardeşliğinin önüne geçmez.
Yani
ülke genelinde olduğu gibi ilçemiz de ulusalcı sol-statükocu sosyal demokrasi
ile milliyetçi muhafazakâr-dinci çevrelerce yönetilecek. Bir; üçüncü yolun mutlaka yaratılması
gerekiyor. Din dil ırk ayrımına karşı bu süreçte farklılıklarımızı bir
arada yaşama geçirmek gibi bir görevimiz olmalı. İki; bir birinden farkı
olmayan herkesin"kendin gibi olma" dayatmasından vazgeçirecek. başka
bir yolu mutlaka bulmalıyız. Bu da ilçemizde kaynaklarımızın kullanımında karar
alma sürecinde mutlaka yer almakla mümkündür. Bu yalnız Belediye Başkanıyla ve
Meclis Üyeleriyle değil, Akhisar
halkının doğrudan katılımıyla olmalıdır.
Halkın çıkarlarının ön planda olması için bir üçüncü yolun, ilçemizde sosyalist solcuların büyük bir bölümünü
ayıran dinci-muhafazakâr ve darbeci-ulusalcı hatlar arasında bir üçüncü cephe
arayışı 'çağırması' şimdi her zamankinden daha önemli bir gereksinim olmuştur. Bir sonraki yazımda MHP, CHP, DSP, DP, SP ve ANAP'ın
yerel seçim sürecini anlatacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder