6 Nisan 2009 Pazartesi

Yerel Seçimleri Haksız Rekabet Yapanlar Kazandı.1


Yerel Seçimleri Haksız Rekabet Yapanlar Kazandı.1


            Yerel seçim çalışmalarında üzücü üç olay yaşandı. İkisi Sayın H.İ. DOĞAN'IN başına geldi. Çok iyi bir insan olan kardeşi muhtarlık seçimini kazandı, ama bunun sevincini yaşamadan hayatını kaybetti. Bir diğeri ise Yüksek İlkokul mezunu arkadaşımın kalp krizi geçirmesiydi. Üçüncüsü bağımsız belediye başkanının seçim arabasının kazası sonucunda dört arkadaşımızın yaralanması ve bir arkadaşımızın hayatını kaybetmesiydi. (Özden SIDALBEL) Seçimler üç üzücü olayla sona erdi. Kim kazandı, kim kaybetti sorusuna verilecek net cevap: Kaybeden şu süreçte DOĞAN ve SIDALBEL ailesi oldu.İki aileye de baş sağlığı sabır ve geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.  

Düzen partilerinin diktatör genel başkanları yerel seçimlerden bir yıl öncesieki yerel siyasetçileri kendilerine bağımlı hale getirerek, üretimsizliğinin en büyük sorumluları olmuşlardır. Yüz bin nüfuslu Akhisar'ımızda kimin aday olacağına ne partili üyeler ne delegeler ne de ilçe yönetimleri karar verebildi. Temsili demokratik yöntemleri bile uygulamayan diktatör genel başkanlara sitem ederek yazıma başlamak istiyorum. 

Şöyle bir hafızamızı kurcalayalım. Bir yıldır nelerle uğraştık. AKP'nin altı aday adayı üzerinden konuşulanlara değinmek istiyorum Salih HIZLI dan biraz bahsedelim. Asla şahin Hoca'nın,süleymancıların,fettullahcıların,yandan desteklediği biri olduğu için olmazdı. Diğer aday Nakşibendî tarikatına bağlı olduğu için aday olacağı söylendi. Diğer dört aday da milletvekillerinden yandan aldıkları destekle aday adayı oldular. Sonunda Salih HIZLI Şahin Hocanın, Süleymancıların yandan destekli fetullahcıların onayını alarak mı aday yapıldı. Bilemiyoruz. O adayla aday yapanlar arasında bir sırdır.  

Salih Bey hayatı, yaşamı insanları iyi okuyarak stratejik taktiklerle olumsuz durumunu kendi adına olumluya çevirerek haksız rekabetle KAZANDI. Aslında AKP 2004'e göre kaybeden siyasi partidir. Yani Türkiye de AKP' kaybettiği gibi, Akhisar'da da kaybetti oyları düştü. 2004 seçimlerinde 17 700 oy alan Belediye Başkanının şimdi aldığı oy 17 426 yani 2009 da seçmen sayısındaki artışa bakılırsa aslında yerelde ve genelde AKP'nin oylarının düştüğü görülmektedir. 

Bir: Belediye imkânlarını eklersek ekonomik olarak, halkla ilişkiler bölümüne 1,5 trilyon, basın yayın organlarına 850 milyar lira harcanmıştır, Toplamda 2008 yılında 2 trilyon 350 milyar lira para harcandı. İki; kamu kurumlarının imkânlarını kullandığı gibi alanlarını da kullanmıştır. Hazine yardımlarından alınan paradan Akhisar'a ne kadar düştü? Parti genel merkezinden gelen miktarın ne kadar olduğunu da bilemiyoruz 2009 da neler harcandığını bilemiyoruz?  Harcamaları bundan sonraki süreçte ilçemizde yerel köşe yazarı kimliğimle takipçisi olacağım. Akhisar halkını buradan bilgilendirmeye çalışacağım.

 
Kazanan tabi'ki AKP'nin Belediye Başkan adayı oldu. Ve AKP'nin dokuzu belediye meclis üyesi, sıralaması ve üç kontenjan adayı toplam on iki meclis üyeleriyle birlikte kazandı. Muhalefet meclis üyeleri de şöyle sıralandı. Yedi MHP,beş CHP,bir DSP kazandı.Toplam on üç muhalefet meclis üyeleri birinci sırada ipi göğüsledi. AKP'nin bundan sonraki süreçte yapacağı farklı bir şey yok. Esas görev seçim sürecinde muhalif olan MHP, CHP ve DSP'nin meclis üyelerinin olacaktır Gerçek görev muhalefetten bekleniyor. 

 Dün dündür,bugün bugündür demeden. Dün programlarında var olan bakış açılarını yansıtmalarını muhalif Belediye Meclis Üyelerinden bekliyoruz. Dilerim kutsal kardeşlikleri Akhisar halkının kardeşliğinin önüne geçmez.                         

Yani ülke genelinde olduğu gibi ilçemiz de ulusalcı sol-statükocu sosyal demokrasi ile milliyetçi muhafazakâr-dinci çevrelerce yönetilecek. Bir; üçüncü yolun mutlaka yaratılması gerekiyor. Din dil ırk ayrımına karşı bu süreçte farklılıklarımızı bir arada yaşama geçirmek gibi bir görevimiz olmalı. İki; bir birinden farkı olmayan herkesin"kendin gibi olma" dayatmasından vazgeçirecek. başka bir yolu mutlaka bulmalıyız. Bu da ilçemizde kaynaklarımızın kullanımında karar alma sürecinde mutlaka yer almakla mümkündür. Bu yalnız Belediye Başkanıyla ve Meclis Üyeleriyle değil, Akhisar halkının doğrudan katılımıyla olmalıdır.

            Halkın çıkarlarının ön planda olması için bir üçüncü yolun, ilçemizde sosyalist solcuların büyük bir bölümünü ayıran dinci-muhafazakâr ve darbeci-ulusalcı hatlar arasında bir üçüncü cephe arayışı 'çağırması' şimdi her zamankinden daha önemli bir gereksinim olmuştur. Bir sonraki yazımda MHP, CHP, DSP, DP, SP ve ANAP'ın yerel seçim sürecini anlatacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder