11 Ekim 2010 Pazartesi

Fatsa da Nokta Operasyonuyla Durduruldu. Samandağ Yeniden Yeşertiyor.



Fatsa da Nokta Operasyonuyla Durduruldu. Samandağ Yeniden Yeşertiyor.   
                     

Halk İktidarı Fatsa da Nokta Operasyonuyla Durduruldu. Samandağ Yeniden Devrimci Mücadeleyle Yeşertiyor


Yazı Dizisi 3      


İlkokul mezunu olan Terzi Fikri SÖNMEZ 14 Ekim 1979 yılında solun ortak adayı olarak seçime girdi. SÖNMEZ oyların yüzde 60'ını alarak seçimi kazandı. Kişilik olarak saygınlık kazanmış halkın gönlünde taht kuran Terzi Fikri SÖNMEZ Dev-Yol geleneğinden gelen biriydi. Kısa sürede Fatsayı sorunlar yumağına çeviren önceki iktidarların yıllardır birike gelen sorunlarını çözmek için hemen işe koyulur. Küçük esnaf olması sebebiyle doğası gereği çok kimlikli çok kültürlülüğe sahiptir. İlçenin devrimcileriyle ve halkın saygın kişileriyle oluşturduğu 11 komite ile 9 aylık zamanda yıllarca bitiremez denilen sorunlar büyük bir bölümünü çözülmesine ve gelecek için iyi kılavuz olma yollarını açmıştır. İlçenin sorunlarının tartışıldığı halk toplantılarıyla kentin tüm kaynaklarını öncelikli olanlara ayırma kararları aldıktan sorunları çözme durumuna getirmiştir Fatsayı. Kısa sürede halkla birlikte karaborsayı, kaçakçılığı ve tefeciliği bitirdi. İlçeye huzurun geldiği günlerde Faşist genelkurmay başkanı Kenan EVREN'İN diğer kuvvet komutanlarıyla ilçeye gelerek sonrasın da nokta operasyonu kararı alınarak darbe öncesi prova niteliği taşıyan sıkıyönetim ilan edilmiştir. Bu tür kararların alındığı Fatsa'nın komite üyeleri ve diğer partiler olan CHP AP MSP ilçe başkanlarının ülkemizde yaşanan kan göz yaşına inat bizim ilçemizde huzur var diyerek bir basın açıklaması yaparlar. Oysa Fatsa da Darbecilerin korktuğu halk iktidarı kurulmuştu Polise ve yargıya iş düşmüyordu. Halk kendi sorunlarını konuşarak çözümler üretiyordu. Ama 11 Temmuz'da halk meclisi gibi uygulamalar gerekçe gösterilerek Terzi Fikri ve 900 kişiden oluşan halk meclisi gözaltına alındı. Zorlu darbe sonrası süreç işkence ve cezaevi sıkıntıları Terzi Fikriyi 4 Mayıs 1985'te Erzincan Cezaevi'nde kalp krizi geçirerek hayata veda etti. Ama Terzi fikri öyle bir elbise biç diki Fatsa da ağa babaları (ABD) gelse çözemez. Mücadelesi mücadelemize ışık olsun. Ustamı (idolümü) saygıyla anıyorum.
 

Halkın Katıldığı Yerel Yönetimi Samandağ Yeşertiyor. Darısı Tüm Yerellerde Yaşayan Halkların Başına Olsun.  

 

Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin 'katılımcı bütçe, sosyal belediye, kar değil insan, sadaka değil hak 'sloganıyla girdiği yerel seçimlerde Hatay'ın Samandağ ilçesinde 'Yerel Çalışma Platformu' ile ortaklaşarak kazandığı belediye yönetimi geçtiğimiz günlerde Samandağ Aspendos sosyal tesislerinde iki(2)bin kişilik toplantı ile halkla buluştu. Buluşmada 18aylık icraatlar, nasıl bir kent tahayyülü, kentlilik ve yerel yönetimin felsefesi üzerinde duruldu. Belediye başkanı Mithat Nehir ve Yerel Çalışma Platformu adına Belediye Meclis üyesi Orhan Cabir Birer konuşma yaparak tüm Samandağ halkını nasıl bir Samandağ istiyorsunuz diye görüşlerini dinledi.

 

Samandağ da kurulan halk iktidarı. 29 Mart 2009 yılında yapılan yerel seçimde Samandağ halkının yüzde 35 oyunu alarak kazanmıştı.1979 yılında Fatsa da olduğu gibi hizmetini tüm Samandağ'ın geneline yayarak diğer 2/3ününde iktidarı olduğunu da sağladı. Halk iktidarının 18 aylık çalışmaları referandum sonucuna da yansıdı. Yüzde 89 HAYIR yüzde 11 evet çıktı. Merkez ilçe oy oranı ise 22260 HAYIR 925 EVET .Bu piyasacı yerel yönetim anlayışı içinde 'katılımcı bütçe, sosyal belediye, kar değil insan, sadaka değil hak anlayışını sağlamak kolay olmayacaktır. Samandağ Belediye başkanı ve tüm belediye meclis üyelerine kolay gelsin dilerim. Yolumuz devrim yolu. Bu gerici faşist güçlere karşı düzen başka türlü düzelmez. Ne siyasette nede ekonomi tekelciliği, eşitlikçi özgürlükçü bir yerel ve ülke mümkündür. Halklar isterse olur.
 

Bu yazı dizisi geçtiğimiz 12 Eylül günü BİR-GÜN gazetesinin pazar ekinde yayınlanmıştır. Ülkemizde yaşayan genç kuşaklar 1988, 1998, 2008 40'lı 30'lu 20'li yaşlarda olan yurttaşlarımız 68 ve 78 kuşağının anlamak ve yorumlamak için okumasını öneriyorum. Güzelim ülkemin, gerçek sahiplerinin kimler olduğunu genç kuşaklarımız bilmelidirler.   

1980   
Fatsa'da darbe provası yaptılar

Dünyanın en adil ve devrimci belediyecilik örneklerinden birinin yaşandığı Fatsa'da, devletin saldırısından sonra
Adalet Partili bir Fatsalı, bir gazeteye şu açıklamayı yapıyordu: “Bugün devlet terörü yaşanıyor Fatsa'da. Biz devlet deyince büyük bir güç görmeye alışmışızdır. Ama gördük ki peşlerine taktıkları iki sidikli adamla girdi Fatsa'ya devlet”

2 Ocak Denizli MİSK bölge başkanının, kendi yaptığı bombanın patlaması sonucu elleri koptu.
 

8 Ocak Demirel hükümetinin yönettiği ülkede, fabrikaların yüzde 80'inde üretim durdu. 35 çimento fabrikasından 29'unda, 18 şeker fabrikasından 13'ünde üretim durdu.
 

8 Ocak Tunceli Öğretmen Lisesi, bakanlıkça kapatıldı.

24 Ocak 12 Eylül faşist darbesinin yolunu önemli ölçüde açan '24 Ocak Kararları' açıklandı. Demirel hükümetinin Başbakanlık Müsteşarı Turgut Özal tarafından hazırlanan ve IMF'ye sunularak onaylanan 24 Ocak Kararları'na göre başlangıçta: Yüzde 32,7 oranında devalüasyon yapılarak günlük kur ilanı uygulamasına geçildi. (47 lira olan dolar 70 liraya çıktı.) Devletin ekonomideki payını küçülten 'önlemler' alındı. KİT ürünlerine yüzde 300–400 zam yapıldı. Tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırıldı. Gübre, enerji ve ulaştırma dışında sübvansiyonlar kaldırıldı. Dış ticaret serbestleştirildi, yabancı sermaye yatırımları teşvik edildi, kâr transferlerine kolaylık sağlandı. İthalat kademeli olarak serbest bırakıldı. Reel ücretler yarı yarıya eridi. Ücretlere, maaşlara ve taban fiyatlara sınırlama getirildi.
 

25 Ocak Demirel'in azınlık hükümetinin kurulduğu 12 Kasım 1979'dan 24 Ocağa kadarki 73 günde, 497 siyasi cinayet işlendiği, 779 kişinin yaralandığı ve 72 soygun olayı gerçekleştirildiği açıklandı.
 

27 Ocak Gübreye, cumhuriyet tarihinin en büyük zammı yapıldı: Yüzde 500–700.
 

29 Ocak Defter ve kitap kâğıdına yüzde 400, PTT hizmetlerine yüzde 100–280 zam yapıldı.
 

1 Şubat İstanbul'da tren ücretleri 250 kuruştan 10 liraya, aylık vapur biletleri de 75 liradan 400 liraya çıkarıldı. Zamlara tepki gösteren halk bilet almadan vapurlara bindi.
 

2 Şubat 30 Ocak'ta Ankara'da, MHP'li Bakan Cengiz Gökçek'in koruması Süleyman Ezendemir tarafından vurularak öldürülen ODTÜ öğrencisi Sinan Suner'in öldürülmesini protesto gösterisine katılanlardan biri olan Erdal Eren, çıkan olaylarda bir inzibat erini vurduğu iddiasıyla tutuklandı. 16 yaşındaki Erdal, yaşı büyütülerek 19 Mart'ta idama mahkûm edildi. MGK' nin onayladığı karar 13 Aralık'ta infaz edildi.
 

6 Şubat Adana'da devrimci avukat Halil Güllüoğlu faşistlerce öldürüldü. Maraş Katliamı davasının müdahil avukatlarından olan Güllüoğlu, katledilen Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul'un eşinin de avukatıydı.
 

14 Şubat İstanbul'da zamları protesto amacıyla düzenlenen kepenk kapatma eylemi sonucunda Şişli, Eminönü gibi işyerlerinin yoğun olduğu ilçelerde dükkânların neredeyse tamamı açılmadı.
 

19 Şubat İzmir ve Hatay'da sıkıyönetim ilan edildi.
 

23 Şubat SSK'nın iflasın eşiğine geldiği açıklandı.
 

5 Mart Tokat'ın Zile ilçesinde lise öğrencileri arasında başlayan çatışma Alevi-Sünni çatışmasına dönüştü. CHP'li ve Alevi olarak bilinen kişilerin ev ve işyerleri faşistlerce tahrip edilerek, yer yer yangınlar çıktı. 1 kişi öldü 13 kişi yaralandı, gece sokağa çıkma yasağı konuldu.
 

7 Mart Darbecibaşı, polis ve jandarmanın görev ve yetkilerini belirleyen yasal düzenlemelerin yetersiz olduğunu, değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
 

10 Mart Yakınlarınca “Führer” diye anılan MHP'li Gündüz Kapancıoğlu TARİŞ'e 'personel müdürü' olarak atandı.
 

25 Mart Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün görev süresinin dolmasıyla, Meclis'te yeni cumhurbaşkanının seçimi için turlar başladı. (21 Ağustos'ta 114'üncü turun yapılmasına karşın hâlâ yeni cumhurbaşkanı seçilememişti.)
 

4 Nisan Ortadoğu gazetesi yazarı İsmail Gerçeköz İstanbul'da öldürüldü.
 

5 Nisan Eskişehir'de DİSK'e bağlı sendikalar ve demokratik kitle örgütlerinin düzenlediği mitinge katılanlara ateş açılması sonucu 3 kişi öldü. Kentin farklı semtlerinde  düzenlenen silahlı saldırılarda da 2 öğrenci öldürüldü.
 

11 Nisan TRT İstanbul Radyosu yapımcılarından, yazar ve halkbilim araştırmacısı Ümit Kaftancıoğlu İstanbul Mecidiye köy'de uğradığı silahlı faşist saldırıda öldürüldü (d.1934). Kaftancıoğlu'nun katillerinden ÜGD'li Ahmet Mustafa Kıvılcımlı ve Bayram Çimen daha sonra yakalandı. Cinayetten 6 yıl sonra görülen davada Askerî Mahkeme, Bayram Çimen'i delil yetersizliğinden serbest bıraktı. İdam cezasına çarptırılan Kıvılcımlı için ise “aslî fail değil, ferî fail” olduğu gerekçesiyle hakkındaki idam kararı bozuldu.
 

24 Nisan İstanbul, Ağrı, Erzurum ve Kars'ta 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı. (30 Nisan'da yasaklı il sayısı 30'a çıktı.)
 

28 Nisan Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı, Ruhi Sunun Ankara konserlerinin yasakladığını duyurdu.
 

5 Mayıs Çaya yüzde 67–300 oranında zam yapıldı.
 

8 Mayıs Anayasa Mahkemesi Türkiye Emekçi Partisi'ni (TEP) kapattı.
 

23 Mayıs TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Sevinç Özgüner, İstanbul Mecidiyeköy'de evine giren 2 faşist tarafından katledildi. İlerici kişiliğiyle tanınan Özgüner'in eşi Vecdi Özgüner ağır yaralandı. Faşistler üç gün önce de Özgünerler'in evine girmiş, evde kimseyi bulamayınca “Mecidiyeköy komünistlere mezar olacak” notu bırakıp kaçmışlardı.
 

28–29 Mayıs MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak'ın 27 Mayıs'ta Ankara'da öldürülmesini bahane eden ülkücü-faşist çeteler İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Sivas ve Çorum'da terör estirdi; CHP binalarına saldırdılar. Çıkan olaylarda çeşitli kentlerde çok sayıda kişi yaralandı. Yeterli güvenlik önlemleri alınamadığından pek çok kentte lise ve üniversite öğrencileriyle çalışanlar akşam saatlerine kadar işyerlerinde ve okullarda mahsur kaldılar.
 

6 Haziran Demirel'in, azınlık hükümetini kurduğu Kasım 1979'dan sonraki 6 ay içerisinde 1533 kişinin öldürüldüğü, 1918 kişinin yaralandığı açıklandı.
 

9 Haziran 6 ay içerisinde 8'inci kez devalüasyon yapılarak TL'nin değeri yüzde 5,5–8,8 arasında düşürüldü.
 

12 Haziran İzmir, İnciraltı Öğrenci Yurdu'nu basan askerler, sınav öncesi moral şenliği düzenleyen öğrencilerin üzerine yaylım ateşi açtı, 5 öğrenci öldü 60 öğrenci yaralandı. Önce genel arama yapılacağını anons eden asteğmen Necip Pınar ve çavuş Hasan Dimici yönetimindeki askerler daha sonra bahçedeki öğrencilerin üzerine 3 dakika süreyle ateş açarak taradı. Katliamda yaşamını yitiren İsmail Baytak, Mustafa Uslu, Ali İhsan Tan, Hüseyin Akdağ Aydın ve Mehmet Ali Arun'un otopsilerinde, tümünün sırtlarından vurulduğu, kurşunların ABD malı M–6 ve M–1 otomatik tüfeklerinden çıkan mermiler olduğu belirlendi.
 

20 Haziran Türkiye'de karakol ve hapishanelerde artan işkence olayları, Almanya Parlamentosu'nda tartışıldı ve Türkiye'ye yardımın durdurulması istendi.
 

22 Haziran İstanbul'da CHP Beyoğlu ilçe başkanı öldürüldü.
 

24 Haziran İstanbul'da MHP Gaziosmanpaşa ilçe başkanı öldürüldü.
 

25 Haziran Kırşehir'de, faşistlerin devrimci demokrat görüşlü kişilere ait işyerlerini ve evleri tahrip etmesiyle başlayan ve 2 gün süren olaylarda 1 kişi öldü, sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
 

9 Temmuz Demokrat gazetesinin Ankara'ya sokulması yasaklandı.
 

15 Temmuz İstanbul Şişli'de MHP ilçe binasının karşı sokağında iki faşistin silahlı saldırısına uğrayan CHP İstanbul milletvekili Abdurrahman Köksaloğlu öldürüldü.
 

19 Temmuz 12 Mart döneminin başbakanı Nihat Erim İstanbul Dragos'ta öldürüldü.
 

20 Temmuz Darbecibaşı, “Hainlerin cezası yakında verilecek” dedi.
 

22 Temmuz Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Kemal Türkler, İstanbul Merter'de uğradığı faşist saldırıda öldürüldü. (Türkler'in katillerinden biri olduğu öne sürülen ve iki kez beraat eden Ünal Osmanağaoğlu 2010'da 3. kez yargılanmaya başladı.)
 

27 Temmuz Balgat Katliamı'nı   gerçekleştiren (10 Ağustos 1978) iki faşist İsa Armağan ve Mustafa Pehlivanlıoğlu, Mamak Askerî Cezaevi'nden kaçırıldı. (Demokrat gazetesi günler öncesinden, 11–12 Haziran tarihli sayılarında faşist katillerin kaçma hazırlığında olduğunu yazmıştı.)
 

28 Ağustos MHP hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurularının sayısı 9'a ulaştı. (Bu duyurular, İstanbul, Ankara, Zonguldak cumhuriyet savcılıklarıyla İstanbul ve Ankara Sıkıyönetim mahkemeleri savcılıklarınca yapılmıştı.)
 

6 Eylül Milli Selamet Partisi'nin (MSP) Konya'da düzenlediği 'Kudüs'ü kurtarma yürüyüş ve mitingi' şeriat isteminin dile getirildiği bir gösteriye dönüştü. (12 Eylül sonrasında faşist darbenin en temel gerekçelerinden biri olarak gösterilen mitingden ötürü MSP yöneticileri yargılandı ancak tümü “delil yetersizliğinden” beraat etti.)
 

12 Eylül Darbecibaşı ve dört arkadaşı, sabaha karşı ülke yönetimini ele geçirdi...

TARİŞ saldırıları

22 Ocak - 20 Şubat  Yüzlerce polis ve jandarma “arama yapmak” bahanesiyle, TARİŞ'e (İzmir, İncir, Üzüm, Pamuk ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği) baskın yaptı. (1979'da kurulan 2. MC (Milliyetçi Cephe) hükümetinin TAR‹Ş Genel Müdürlüğü'ne kendi adamını ataması ve yeni yönetimin önceki dönemde işe alınan işçileri tasfiye etmek istemesi, TARİŞ işyerlerinde örgütlü DİSK'e bağlı sendikaların ve işçilerin tepkisine neden olmuştu.) Baskına karşı koyan ve geri püskürten işçiler tüm işletmelerde direnişe geçti. Olay çok kısa sürede İzmir'de duyuldu. İzmir'in gecekondu mahallerinde özellikle de TARİŞ işçilerinin oturduğu Çimentepe, Gültepe gibi gecekondu bölgelerinde halk sokağa döküldü. TARİŞ'in çeşitli işletmelerinde devam eden direnişlere destek veren ve üniversiteyi işgal eden Ege Üniversitesi öğrencileriyle polis arasında çıkan çatışmada ise 83 öğrenci ve 7 polis yaralandı. 14 Şubat'ta Çiğli İplik Fabrikası işçilerine karşı bir operasyon başlatıldı. Sabaha karşı on bine yakın 'asker, polis, zırhlı araçlarla, helikopterlerle fabrikaya baskın düzenlediler. Sonunda güvenlik güçleri fabrikaya girdi ve kimseye dokunmayacaklarına söz verdikleri halde, 1500 işçi tutuklandı ve işkenceden geçirildi. Olaylar sürerken DİSK'e bağlı sendikalar 2 günlük grev kararı aldı. 17 Şubat'ta mahallerdeki direnişi kırmak üzere düzenlenen 9 saatlik operasyon amacına ulaştıktan sonra sokağa çıkma yasağı kondu. 20 Şubat'ta devrimci demokrat işçilerin yerine sağcı faşist işçilerin yerleştirilmesiyle TARİŞ'te üretim yeniden başladı. TARİŞ olaylarını Erzurum'dan izleyen Darbecibaşı ise, “Biz dış düşmanlarla değil, iç düşmanlarla uğraşıyoruz” dedi.

Faşistler Çorum'da 48 kişiyi katletti

29 Mayıs – 5 Temmuz 28 Mayıs'ta MHP'li Gün Sazak'ın öldürülmesini bahane eden faşist çeteler 29 Mayıs sabahından itibaren kentte gösteriler yapmaya başladı. Akşama doğru iki öğretmeni yaralayan ve devrimci demokrat kişilerin işyerlerini tahrip eden faşist göstericiler, Alevilerin ve devrimcilerin yaşadığı Mil önü mahallesine saldırdı. Burada barikat kuran devrimcilerle MHP'li faşistler arasında çıkan çatışma tüm kente yayılarak sabaha kadar sürdü. Olayların ilk aşaması 2'si polis 4 kişinin ölümüyle sonuçlandı.

1 Temmuz'da yeniden saldırıya geçen faşistler, halkı Alevilere ve devrimcilere karşı “cihada çağırarak”, çok sayıda işyerini tahrip etti. 2 Temmuz'da, sokağa çıkma yasağına karşın saldırılar Bahçelievler, Mutlu evler, Eti evler, Yavru turna, Kale ve Terlemezler mahallelerinde yoğunlaştı. Silahlı faşistler, devrimcilerin kurduğu barikatlardan ötürü mahallelere giremedi.

4 Temmuz'da dincilerin ve faşistlerin, cuma namazından sonra “Mil önü'nde cami bombalandı” söylentisi yaymasından sonra, kentin çeşitli camilerinden çıkanlar Alevi ve devrimci demokrat kişilerin bulunduğu yerlere saldırdılar. Devrimcilerin örgütlü ve bilinçli direnişiyle püskürtülen saldırılar ve çatışmalar sabah saatlerine kadar aralıklarla sürdü. 

5 Temmuz'da askerler kentte denetimi sağladı. Saldırılar sırasında insanların kulak ve burunlarının kesildiği söylentileri yayıldı. Temmuzun ilk haftasını kapsayan olaylarda 44 kişinin öldüğü, böylelikle toplam 48 kişinin öldüğü belirlendi.

CHP'nin İçişleri Bakanı Mustafa Gülcügil hakkında gensoru önergesi verildi. Gülcügil 21 Temmuz'da istifa etti. CHP Çorum milletvekili Şükrü Bütün, 12 Temmuz'da yaptığı basın toplantısında, “Mil önü'ndeki Alaattin camisine bomba atanların sağcı olduklarını ve yakalandıkları”nı açıkladı.

Demirel: Çorum'u bırak Fatsa'ya bak!

8–11 Temmuz Başbakan Demirel'in “Çorum'u bırak Fatsa'ya bak” sözleri sonrasında, Ordu'nun Fatsa ilçesine, karadan ve denizden yüzlerce asker ve polisle 'Nokta Operasyonu' düzenlendi. 8 Temmuz'da çok sayıda askerî birliği ilçeye sevk edilmesi, 9 Temmuz'da Darbecibaşı'yla kuvvet komutanlarının ilçeye 'uğraması' sonrasında, Fatsa 10 Temmuz'da polis ve askerlerce kuşatıldı, ilçeye giriş çıkışlar yasaklandı. CHP, AP ve MSP ilçe başkanları Fatsa ile ilgili basında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ve örnek bir belediyecilik anlayışıyla huzur içinde yaşadıklarına ilişkin ortak basın açıklaması yapmalarına karşın 11 Temmuz'da harekât başladı. Yüzleri maskeli faşistlerin yer göstermesiyle de bağımsız belediye başkanı 'Terzi' Fikri Sönmez ve 300 kişi gözaltına alındı. Çıkan çatışmalarda en az 15 kişi yaşamını yitirdi. (16 Temmuz'da İçişleri Bakanlığı'nca görevinden alınan ve tutuklanan 'Terzi' Fikri, Fatsa Devrimci-Yol davasında yargılanırken 4 Mayıs 1985'te 12 Eylül zindanlarında yaşamını yitirdi.)

Aşağıdaki fotoğraflar Fatsa ve Samandağ da halkın katıldığı birlikte yönetilen doğrudan katılımcı demokratik anlayışıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder