25 Kasım 2010 Perşembe

Sporun Toplumsallaşması İçin Futbol da Tekelleşmesine Karşı Çıkmak Gerekir


Sporun Toplumsallaşması İçin Futbol da Tekelleşmesine Karşı Çıkmak Gerekir.


Futbolun seyircisi mi olmak, yoksa sporu yapan mı olmak gerekir? Anadolu toplumuna ait olmayan neo-liberal küresel sömürü dayatmasındaki bunalımı nasıl atlatırız?
Toplumumuz stresini giderici değişik yöntemler vardır. Yerel yönetim halka açık spor tesisleri yapmalıdır. Şehrimiz 14 mahalleden oluşmaktadır. Doğusunda, Batısında,  Güneyinde ve Kuzeyinde spor sahaları yerine halı sahaları var. Bunlarda ekonomi karşılığında hizmete sunulmaktadır. Farklı yerlerde olan halı sahlardan toplanan paralar tekelleşerek futbola aktarılmakta. Futbol‘a harcanan paranın 4–5 milyon olduğu söyleniyor. Spor sadece futboldan ibaret mi? Şehrimizin ekonomisinin futbola aktarılması ne kadar adilcedir? Tekelciliği tüm yaşam alanlarında olduğu gibi futbolda da görmekteyiz. 21 belediye hizmet alanının kaynakları Akhisar spora aktarılmaktadır. Yalnızca bir hizmet sektörünü ekonomisini belirtmek istiyorum. Tahirün caddesi, 1. ve 2. nakliye caddelerindeki araç kiralama yerleri bir yılık kira bedeli 155 TL’DİR. Belediyenin kasasına giren göstermelik rakamlar. Akhisar spor aracılığıyla üçüncü şahıslara ise kaç paraya verildiği açıklanmamaktadır. Sorulduğunda da onun “bilmem ne odası olduğu bilmem ne odasındaki sırrını açıklamak zorunda değiliz.” demektedirler. Şehrimizin çok önemli sorunları var, bu sorunlar çözülmediği gibi küçük bir kesiminin hafta sonu ego tatminini gideren harcamalardan kaçmamız gerekmez mi? Kamu kurumunun asli görevi olan kamuya hizmet sektörlerinin aktarılmasıdır. Yürüdüğümüz sokakta araçlarımızı koyduğumuz yerler para tuzağına döndü. Alt yapısı olmayan şehrimizi üst yapısı makyajlanarak pazarlamaya çalışıyorlar. Temelsiz bir bina gibi eğitime, istihdama, alt yapıya verilmeyen önem şehrimizde, her hafta futbolla konuşulacak konu bulunuyor. Nereye kadar? Açlığın, işsizliğin, yoksulluğun üstü örtülerek başka başka meşguliyetler bulunuyor. Gençlerimiz futbolun seyircisi olarak asli görevleri olan işlerinden, derslerinden alıkoyulmaktadır. Geleceğe ilişkin hiçbir planları yok. Ne toplumsal ne sosyal ne de siyasi alanlar da yoklar. Anne ve babaların kişisel olarak çabaları da yetersiz kalıyor. Aileler çalışıp çabalayarak okul eğitimi, dershane eğitimi ve bire bir eğitimler almaları için tüm yaşamlarının çocuklarına adamaktadır. Bir yerel yönetim düşünün ki kentin sosyal toplumsal ve ekonomi yapısını 50 kişilik bir futbol takımına yönlendirsin ve bunu da yaparken yerel yönetimin yıllık bütçenin yüzde onluk ekonomik kaynağını kimseye sormadan harcasın. Akhisar’daki 2004 yerel seçimlerinde “Akhisar sporu belediyenin bünyesinden çıkaracağız.” diyerek Akhisar halkından oy istemiştir. Maalesef kendinden önceki belediye yönetiminden kat be kat fazla harcama yapıyor. Sanki şehrin başka sorunu yokmuş gibi yönetim sürekli yerel basında Akhisar spor haberleri var. Yenilgi yaşandığında da seyircinin eleştirisine tahammül edemeyerek hakaret edilmektedir. Buradan soruyorum; yöneticilere hiç cebinizden harcama yapmadığınız futbola başarısızlıktan dolayı gelen eleştirileri hakaretle karşılama hakkınız var mı? Şehrimizdeki kamuya ait hizmet sektörüne ayrılan paraları futbola harcama hakkınız var mı? Örtülü ödeneğe benzer harcamaları neden açıklama gereği hissetmiyorsunuz? Uç noktalarda harcanan paranın 4–5 milyon olduğunu duymaktayız. Harcanan paranın şeffaflığı olmadığı müddetçe, kamuya ait olan para ve hizmet alanları örtülü ödenek gibi saklı kalacaktır. Doğruluğunu bilemediğimiz harcanan paranın yalnızca 4 de 1’rini tüm kentin spor yapması için harcansa çok güzel spor tesislerine sahip olabiliriz. Gerek gayri federe, gerekse amatör kulüplerimiz kaynak bularak başarı sağlayabilir. Ve tüm halkımız küçük bir azınlığın haftada bir ego tatminini değil, sağlıklı yaşam için spor yapma imkânı bulacaktır. Akhisar halkı Futbolun seyircisi değil, sporu yapan olmalıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder