2 Ağustos 2011 Salı

Küçük Esnaf Odaları Başkanları ve Yöneticileri'ne Açık Mektup


     Küçük Esnaf Odaları Başkanları ve Yöneticileri'ne Açık Mektup



Bildiğiniz gibi tekelci katalizimden en çok etkilenen küçük esnaf ve sanatkârlarımızdır. Bu yüzden İslam kültürünün en önemli ayı olan ramazan ayında tasarrufun ve paylaşımın olduğunu yaşamak için, iftar yemeklerini küçük esnaf ve sanatkârlar olan lokantacılar odasıyla ortak çalışma yaparak iftar yemeklerini vermelidir. Tekelci yemek fabrikalarından uzak durulmalıdır. Bölgeler arası meslektaşlarımızı bir araya getirerek hem bölgesel sorunlarını ve geleceğe dair sıkıntılarımızı nasıl aşarız diye konuşulmalı. Bir taşta iki kuş vurmanın yollarını bulmalıyız. Her yıl verilen iftar yemeklerinin parası tekelcilerin kasasına gitmesi beni rahatsız etmekte. Böyle bir çalışma yaparak hem ekonominin tekelleşmesine karşı çıkmış olacağız. Hem de ramazan ayında lokantaların ramazan sebebiyle işlerin durmasını aşmak için, birazda olsun normale dönmesine katkı sunmuş olacağız.



Meslek odaları ve örgütleri, üyelerinin çıkarına olan çalışmaları yapmakla hükümlüdür. Bir, devlete karşı iki, kurumlara karşı üç, meslektaşlar arası çıkan haksız rekabete karşı sorumluluk alarak çözülmelidir. Akhisar'ın ve Türkiye'nin esnaf ve sanatkârları gelecekten kaygılıdır. Mevcut sistem sorgulamaz isek gelecekte bağımsızlığımız ellerimizden alınacak ve tekelci şirketler ilçemize yerleşecekler. Birazcık öngörü sahibiyseniz tekelci kapitallerin bizlere gelecekte zor günler yaşatacaklarını görmelisiniz. Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz? Felsefi değerleri ön plana çıkarmak gerekmiyor mu?  “Pabucumuz dama atılması” sizleri rahatsız etmiyor mu? Hani “ben siftah yaptım komşum yapmadı” anlayışı gibi felsefi değerler hatırlamak gerekmez mi? 



Kim devlete karşı üye haklarımız savunacak? Sosyal, toplamsal ve ekonomik sorunlarımızı bir yumak halinde, kim devlete “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” diyecek? Küreselleşmenin getirdiği tekelci anlayışa kim dur diyecek? Biliyorsunuz belediye kurumu biz küçük esnafı korumaya yönelik hiçbir çalışma yapmamaktadır. Gerek hafta tatil ruhsatı, gerekse ruhsat işlemlerinde, gerekse reklâm, çöp, sağlık karnesi işlemlerinde abartarak ücret almaya çalışırken karşılığında bizleri kamu (toplum halk yararı) alanında yaşayan esnafların ileride yaşayacağı sorunlara ilişkin önlem almıyor. Bu konuda esnaf odalarının yöneticilerinin olarak nasıl önlem almaktasınız. Çalışmanızı bilmek isterim. 



Vergi dairesi Bağ-Kur SSK ve diğer kurumlar olarak yaşanan sorunlara hükümetin önerilerinin dışında üyelerin kurumaya yönelik neler önermektesiniz? Var olan borç taksitlendirmesinin ödenebilmesi için esnafa haksız rekabet ortamının oluşmaması için neler yapılmalı. Bu konuda kurumların yanlış politikalarını uyarmanız gerekmiyor mu?   



KOSGEB kurumunun yaklaşık bir yıllık çalışmasını izlemekte misiniz?  Tekelcilikten en çok etkilenen odanın olan bakkallar odasına hiçbir yararı değil tamamen zararı olacağını bile bile nasıl meşhurlaştırır bu çalışmayı. Tüm oda üyelerini etkileyecek bu girişim için üyeler arası dayanışmayı nasıl sağlamayı düşünüyorsunuz? Küçük esnaflarımızın doğal olan sosyal, toplumsal ve kültürel bağlarını çözemiyorlar. Yaşama hakkımız olan örgütlülüğümüzü ve dayanışmamızı güçlendirmesek çok kötü günler bizleri bekliyor.  

 
Yazının sözü: Örgütlü Güç Yenilmez.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder