24 Mart 2012 Cumartesi

4+4+4 Eğitim Sisteminde Kullanılan Üç Kesim


4+4+4 Eğitim Sisteminde Kullanılan Üç Kesim



Kürtler-Meslek okulları (çırak-kalfa) ve her zaman siyasete malzeme olarak kullanılan (din-türban) İmam Hatipler.
Ana dilde eğitim haktır. İkinci Dünya Savaşı sonrası çıkan “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi”ni tüm dünya ülkeleri imza atarak kabul etti. Vazgeçilmez ve tüm devletlerin halkları için iki ana temel görevi var: Biri sağlık hakkı, diğeri de ana dilde eğitim hakkı. Uluslararası sözleşme gereği halkların bu tür istekleri devletler tarafından verilmelidir. Ülkemizde bu tür hakların verilmediği için sürekli sorun yaşamaktayız. AKP 4+4+4 kademeli eğitim sistemini getirirken, her şeyde olduğu gibi bunu da oldubittiye getirmek istiyor. Özellikle üç kesim bu konuda kullanılıyor. Kürtler-meslek okulları(çırak-kalfa) ve her zaman siyasete malzeme olan (din türban) imam hatipler. Kürtlere; siz 4 yıl sonrası Kürtçe eğitim hakkı verilmeli diyorlar. Kendilerine soruldu mu? Hayır. Meslek okulları (çırak kalfalar) bu konuda kullanılıyor. Asıl amaç; İmam Hatip okullarına hayatın önemli dönemecinde, cemaat-tarikatların güdümünde olan kırsal kesimi karanlığa, çağdışı eğitime sürüklemek. Peki, hala bu ülkede suni inanç eğitimin önünde engel var mı? Hayır. Nedir o zaman bu oyun? Yapılan anlamsız yaygaraya karşı çıkılsın, din düşmanı gösterilsin oyunudur. Çok fazla bu konuya girmek istemiyorum.
 EĞİTİME ALAYLILIKTAN DOĞRU BAKIŞ AÇISI
Bu konuya mesleğim esnaf ve sanatkârlık (çırak kalfa) olduğu için alanımdan doğru dâhil olmak istedim. Öncelikle baba ve çırak, kalfa, usta, kategorilerinden geçmiş olduğumdan; yaşayarak eğitimin-öğrenimin içinden geldiğimi düşünüyorum.Bu eğitim-öğrenim bildiğimiz mektepler değil, bunun adı alaylılık (pratikten). Yaşayarak öğrenilmiş; deneme yanılma yöntemlerini sürekli yaşayan biri olarak, bilgim doğrultusunda katkı sunmak istiyorum.
 TEMEL EĞİTİM AİLEDEN BAŞLAR.
Temel eğitim daha doğmadan önceki haftalardan itibaren ailede etrafındaki gelişmeleri algılamayla başlar. Doğduktan sonraki günlerde altı yaşına kadar algılamanın sürdüğünü ve sonraki aşamalarda da alışkanlıklarımızı ediniyoruz. Uluslararası anlaşmaya göre eğitimi okul öncesi bir yıl, sonraki aşamasını da zorunlu sekiz yıl olarak savunmalıyız. Araştırmalarıma göre dünyada eğitim sistemi olarak örnek ülkelerin başında gelen “Finlandiya” dünyanın en ileri gelen eğitim sistemine sahiptir. Orada uygulanan eğitim sistemi zorunlu olmak üzere dokuz yıldır.
            ESNAFLARIMIZ ARA ELAMAN BULAMAMA NEDENİ SEKİZ YILIK EĞİTİM DEĞİL.   
Yaşadıklarımdan yola çıkarak çıraklık dönemi eğitimi başlama yaşı 12 idi. Bastırılmış duygu ve özlemlerle dolu çocukluk dönemlerimiz var. Sokakta oyun çocuğunu alıkoyarak üzerinden kazanç elde etme mantığını devletin eğitim sisteminin sorumlularına sormalı-sorgulamalıyız. Mutlaka çıkacak olan yasaya karşı çıkmalıyız. Bu anlayış insanın bilimsel eğitimden uzaklaştıran 5–6–7–8. sınıflarının temel derslerin verildiği, buralardan koparma anlayışıdır. Sorarım bu eğitim sistemini öneren İslami sermayeye ve hükümet yetkililerine: Hangileri çocuklarını devlet-imam hatip okullarına gönderiyorlar? Cemaat-tarikat ilişkileriyle kırsal kesimin çocuklarını çok önemli dönemeçten ayırarak kendilerine biat edecek bilgiye hapsetmek istemektedirler. Belki TBMM’de engel olunmayabilinir ama mutlaka bu konuda halk muhalefeti geliştirmeli; sokak eylemleriyle bu yasaya karşı çıkmalıyız. Esnaflarımızın gelişen piyasa ekonomisi içersinde ara eleman (çırak) bulamama sıkıntısının nedeni zorunlu sekiz yılık eğitim değil. Zorunlu sekiz yılık eğitim sistemine geçmeden önce zorunlu ilkokul beş yıldı. Ortaokula gitmeyen esnaf kesiminin gelişen çağda eksikleri çoktur. Düşünün bu zorunlu eğitim 60-70’lerde hayata geçtiğini… Birçoğumuz belki ülkenin kalkınmasında ciddi roller üstlenecektik.
            ZORUNLU FELSEFE DERSİ 1980 DARBESİNDE NEDEN KALDIRILDI YERİNE ZORUNLU “NE” GETİRİLDİ
            1980 darbesi ile zaten eksik olan eğitim sistemi tamamen bitirildi. Bu konudaABD güdümlü Evren, Özal ve Gülen KARANLIK bir çığır açtılar; zorunlu FELSEFE dersleri kaldırıldı; yerine zorunlu DİN DERSLERİ getirildi. Hala tek kimlik dayatması gibi, ülkemizde tek inanç dayatması da vardı. Ülkemizin çözemediği, sürekli sorunlar yumağına dönen iki çok önemli sorununun temeli yanlış uygulanan eğitim sistemimizdir. Benim karşı çıkma nedenim, suni din inancına ve Türkçe eğitime karşı çıkmak değil. Karşı çıktığım: tek kimlik ve inancın diğer kimliklere dayatılması ve farklı inançlara haklarının verilmemesi, her inanca ve kimliğe eşit mesafede durulmaması, bunların devletin üzerinden örgütlenmesidir.
 ANA DİLDE EĞİTİM EVRENSEL BİR HAKTIR TEMELDEN VERİLMELİDİR.   
Sonuç olarak 1.-2. paylaşım savaşlarından sonra ihtiyaç duyulan insan hakları evrensel bildirgesine koyulan imzaya sahip çıkılarak, ana dilde eğitimin önü, sonradan değil; temelden açılmalı. Esnaf ve sanatkârlar için ara eleman sorunu çıraklık mesleki eğitim kapatılarak, hali hazırda var olan açık mesleki eğitim bölümleri özendirilmeli. İlk yıl genel sonraki üç yıl zaten var olan haftada iki gün yüz yüze torik-pratik eğitim sistemine geçilmelidir.

Yazının sözü: Bir ulusun değeri, o ulusu meydana getiren bireylerin değeriyle ölçülür. JOHN STUART MILL 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder