17 Ağustos Bizlere Devrimci Bir Yerel Yönetimin Önemini
Hatırlatmıştır.
Yakın
tarihimizde ülkemizde yaşanan en önemli acılardan bir tanesi. 17 Ağustos gölcük
depremidir. 20 bine yakın insanımızın bir gecede, bir anda büyük acılar
yaşatarak yok olmuştur. Ülkemizde yaşayan tüm insanlar yardım için yoğun bir
çaba içersinde oldu. İlk günleri, ilk ayları, ilk yılı duyarlılık içerisinde
geçti. Ama maalesef yaşadığımız tüm olumsuzluklar gibi balık hafızalı bir
düşünce içerisine girdik. Gerek devlet gerekse yerel yönetimler yaşanan bu
acıdan ders almamış olacak ki geçtiğimiz günlerde tekrar gündemimize giren
deprem kuşağında olmamamızdan dolayı yapılan bilimsel araştırmalar sonucu
yalnızca İstanbul da 4 yüz bin binanın güvencesiz olduğudur. Olası bir deprem
sonucu azami her binada 10 kişinin zarar gördüğünü düşünürsek bir anlık,
yaşayabileceğimiz depremden 4 milyon insanımızın çok büyük zarar görmesi
anlamına geliyor. Sanırım yakınımızda komşu ülkelerimizden biri 3 milyon nüfusa
sahip (Ermenistan) koca ülkemizin sorumluluk sahibi yöneticileri bu konuda
kolektif aklı tüm toplum kesimine yayarak önlemler almalıdır. Bir daha büyük
acılar yaşamamak için.
Bu
gün 17 ağustos 2010 köşe yazarlığına başladığımın 3.yılı. Toplumumuzda yaşanan
olumsuzluklara eleştirel göz muhalif olma adına başlattığım yerel esnaf köşe
yazarlığı emin adımlarla yol almaktayım. 17 ağustos 2007 günü başladığım köşe
yazarlığım ne kazanıldı, ne kaybedildi. Kaybettiğim hiç bir şey olmadı,
kazandığım çok şeyler olduğuna inanıyorum. Yerellerde muhalif köşe yazarı olmak
zordur. Hele küçük esnaflık yapıyorsanız daha da çok zor bir görevdir. Binevi
bir Donkişotluktur.70'lerde ülkemizde toplumsal muhalefetin geliştiği dönemde
bir küçük esnafın fatsada devrimci duruş sergileyerek dünyada ve ülkemizde
yerel yöneticiliğin en önemli örneklerinden bir tanesidir. Terzi Fikri SÖNMEZ
ustamı saygıyla anıyorum. Benim idolüm olan ustamın kendini ve tüm yaşantısını
halk adına feda etmiştir. Esnaf ve sanatkâr toplumumuzun en önemli ayaklarından
bir tanesidir. Kısa dönemli toplumsal nabzı tutan sosyolog, psikolog hatta ve
hatta ekonomistlerde işsiziyle, çiftçisiyle, işçisiyle, memurunla,
siyasetçisiyle, çocuğuyla, kadınıyla, alevisiyle, sunnisiyle, hristiyanıyla,
musevesiyle, türküyle, kürtüyle, yunanıyla, bulgarlıyla, çingenesiyle,
yörüğüyle, lazıyla, çerkezliyle hep iç içedirler esnaf ve sanatkârlarımız.
Sanırım sen esnafsın siyaset yapma anlayışı buradan doğmaktadır. Yani esnaf ve
sanatkârlarımız günlük iş yeri cirosu kazanmak için çok kültürlüdür çok
İnançlıdır. Doğası gereği taraf olamaz. Ama ben siftah yaptım, komşum yapmadı
felsefi inancı gereği paylaşmadan, bölüşmeden yanndırlar. Emeğin sözcüsü
çiftçi, işçi, esnaf ve sanatkârın haklarını korumak için ben siyaset yapıyorum.
Bizi ve tüm toplumumuzu huzursuz eden liberal milliyetçi, ulusalcı, ırkçı,
faşist gerici güçlere karşı mücadele ediyorum. Çiftçinin, işçinin esnaf ve
sanatkârın sorunlarının bunlardan kaynaklandığına inandığım için özgürce
korkmadan muhalifim. Bu ahlak duruşuyla 1979 yılından sadece 9 aylık yerel
yöneticilik yapmış terzi fikri'nin daha bir örneğine rastlanmadı. Misyonum
ustamın başlattığı devrimci mücadele hattını tüm halklar yaranına örgütlemek
Akhisar haberde köşe yazarlığıma başladığım 4.yıla girerken çok şeyler yaşadım
iki yargı bir emniyetten geri dönen önemli sorunlarım oldu bu sorunların iki
yargı kararı lehim sonuçlandı. Emniyette ise benden özür dilenerek yargıya
taşınmadım. Köşenin haricinde haberlerin altına açık ismimi yazarak yorumla
yapmaktayım. Yorum yaparken tüm haberleri okumak zorunda olduğumdan yerelde
yaşanan tüm sorunların takipçisi olmaktayım. Bu ister istemez bana bir
sorumluluk yüklemekte bu arada yoğun bir caba ve mücadele içine girdiğimden.
Akşamları kitap okuyarak gün içerisinde günlük gazetelerden gündemi takip
etmekteyim. Özellikle ''BİR GÜN'' gazetesi okuyarak siyasal duruşumu çok iyi
geliştirmekteyim. İlk yıl ayda bir ikinci yıl on beş yirmi günde geçtiğimiz yıl
birkaç yazı hariç on günde bir yazı yazmaya çalıştım. Önümüzdeki yıl on günde
bir ve güncel yazılar yazmaya çalışacağım.