Esnaf
12 Haziran da Ekmeğine Sahip Çık!
Küçük esnaf ve
sanatkârlar! yine bir seçim dönemine geldik. 1980 sonrası gelişen piyasacı
ekonomik gelişmeler karşısında yaklaşık otuz bir yıllık süreç hep aleyhimizde
gelişti. Serbest piyasa ekonomisi kuralları özelleştirme politikalarıyla
birlikte her dönem faturasını küçük esnafa, çiftçi ve işçiye kesmiştir.
Tekelleşen sermaye artık tüm halk kesimini tehdit eder duruma gelmiştir.
Eczacısı, doktoru, mühendisi, kamu çalışanlarını da bezdirmiştir. Yıllardır
kullanılan slogan artık tüm toplumumuz tarafından benimsenerek
haykırılmaktadır. SUSMA SUSTUKCA SIRA SANA GELECEK!
Ekmek partili
esnaflarımız, yıllardır 365 gün çalışarak günde en az 10–15 saat mesai
harcadığımız ekmeğimizi ellerimizden alanlara karşı mutlaka siyaseti
toplumsallaştırmak, toplumu siyasallaştırmak gibi çok önemli bir görev
üstlenmek zorundayız. Sosyal, Toplumsal ve kültürel bağlarımız olan doğamız
gereği çok kültürlü, çok kimlikli yapımızı siyaset yaparak geleceğimizi
örgütlemeliyiz. Çiftçiyi bitirdiler, özelleştirme politikalarıyla işçileri
bitirdiler şimdi de zincir mağazalarla bizleri bitirmek istemekteler. Gözleri
bizlerin 365 gün 10–15 saatlik ekmeğimiz için verdiğimiz mücadelede;
toplumumuzda tek direnen bizler kaldık. Bu iktidar devam ettiği müddetçe KOSGEB
kredisiyle gelecekte bizleri de sıkıntıya sokacaktır. Şimdi özellikle
esnaflarımızın bazı meslek guruplarına büyük görev düşmektedir. (BAKKAL-TEKEL
BAYİ, BERBER, kadın-erkek PENYECİ-TERZİ, kadın-erkek BARMEN-BİRAHANE,
CAFE-KAHVECİ, ŞÖFÖR ESNAFI-TAKSİ ŞÖFÖRÜ, FOTOĞRAFÇI ve diğer esnaf kesimimiz)
Kendimiz ve tüm toplumumuz için rolümüzü üstlenerek ezilenlerden yana
geleceğimizi kazanmak için yaşamı örmeli ve örgütlemeliyiz. Genel ve yerel
iktidarın geçmişi bizlerin köklerine dayalıdır. Bizlerden çıkarak bizleri
unutan bu iktidara yaşananları görmek istememektedir. Türkiye de 9 yıl önce
sayıları 4–5 milyon olan küçük esnaf şimdilerde 1,5–2 milyon kişiye düşmüştür.
Beraberinde zincir mağazalar ilçemizde de sayıları artarak devam etmektedir.
Özellikle geçtiğimiz 5–6 aylık dönemde KOSGEB kredisi vererek karşımıza farklı
meslek guruplarından rakip yaratılmaktadır. Yandaşlara 97 bin TL kredi verildi
ve 27 bini TL hibe, kalan 70 bin TL ise iki yıl sonra 4 yıl ödemeli. REFERANS
OLANLAR ise açılan işyerleri hükümetin ve devletin valisi, kaymakamı, ilçemizin
seçilmiş belediye başkanıyla ve en önemlisi de küçük esnaf ve sanatkârların oda
başkanlarıyla ve yöneticileriyle yapılmaktadır. Bizzat yerel yöneticilerinin
sahipliğini yaptığı ve başbakanın dolaylı yoldan ortağı olduğunu söylenen
zincir marketler gün geçtikçe artmaktadır. Esnaf ve sanatkârlara çıkarılan af
borç taksitlendirmesi böyle haksız rekabet ortamı yaratılarak ödenir mi? 24
Ocak 1980 5 Nisan 1994 ve 2001 Şubat ve 2008 krizlerini bizler yaratmadık ama
maalesef faturasını bizler ödüyoruz.
SEVGİLİ ESNAF VE SANATKÂR ARKADAŞLARIM ACİLEN
YAPILMASI GEREKENLER.
Hani ekmek partiliyiz
politikasını yapıyorduk ya günlük ciro için hani içimizdeki “ben” duygusuyla
hareket ederek, çok kültürlü, çok kimlikli, çok inançlı yapımıza denk gelen,
birileri tarafından da koruma altına alınan sen esnafsın siyaset yapma bak
işine dayatmasına hapsedilen bizler, ekmeğimiz ve geleceğimiz için mutlaka
siyaset yapmalıyız. Yaşadığımız sıkıntılardan dolayı artık gerçek yüzümüzü
göstererek siyaseti bizzat yaparak örmeliyiz ve örgütlemeliyiz yaşamı. Önce çok
önemli hayat felsefemiz olan BEN SİFTA YAPTIM KOMŞUM YAPMADI dayanışmasını
sağlayarak başlamalıyız.
Şehrimizde kısa süre
önce ESNAFIMIZ yerel yöneticiler tarafından birçok yönden mağdur edilmiştir.
Bir karocular ve mermerciler esnafı yerlerinden, mağdur edilerek
çıkarılacaktır. İki, kasap halindeki esnaflarımız yerlerinden çıkarılarak geri
dönme garantisi verilmemiştir. Üç, gelecekte rantı’na sulanan ayrıcalıklı
sınıfın şehir stadyumunun yerinin değiştirerek alış veriş merkezine çevrilmesi
ve tekelci anlayışının kamu kurumunun üzerinden kar elde edilmesidir. Sonrası
da genel ve yerel iktidarın kazık attığı başta bizler olmak üzere çiftçiyi,
işçiyi, emekliyi, öğrenciyi, kadınları, kamu çalışanını, köylüyü, taşeron
şirketlerde sendikasız çalışanını, Kürtleri, Alevileri, Romenleri
uyandırmalıyız. Bu iktidarın en çok kullandığı İslami (rahmani) referansların
hiç birine ait olmadığı, piyasacı liberal ekonominin (şeytani) referanslarını
kullanarak saf temiz ucuz iş gücüne sahip inanç duygularını sömürdüğünü
göstererek MASKELERİNİ DÜŞÜRMELİYİZ.
Gerçek sohbetlerin
yapıldığı yerlerden biri olan kadın-erkek berberleri- ve terzi işyerlerinden başlatmalıyız.
Diğer meslek gurubu olan bar-birahane ve cafe-kahvehane de dertlerin
konuşulduğu ve paylaşıldığı yerlerden sürdürerek şoför esnafımızın gezerek
gördüklerini ve yaşadıklarını anlatmalıyız. Kökleri bizlere dayalı olan sahte
maskeleri düşürmeliyiz.
24.05.2011 SALI GÜNÜ BAŞBAKANDAN
AÇIKLAMA.
Not: Yazımı hazırladıktan sonra basına
yansıyan hükümetten hibe kredi açıklaması tamda bahsettiğim KOSGEB kredisidir.
Yani küçük esnafı tamamen sıkıntıya sokacak girişimdir.
DÜNYANIN EN TUHAF
MAHLÛK
Akrep Gibisi Kardeşim
Korkak bir karanlık,
içindesin akrep gibi…
Serçe gibisin
kardeşim…
Serçenin telaşı
içindesin…
Midye gibisin
kardeşim…
Midye gibi kapalı,
rahat…
Ve korkunç bir
yanardağ ağzı gibi korkunçsun kardeşim…
Bir değil, beş değil
milyoncasın, maalesef…
Koyun gibisin
kardeşim…
Gocuklu celep
kaldırınca sopasını, sürüye katılıverirsin…
Ve adeta mağrur
koşarsın salhaneye…
Dünyanın en tuhaf
mahlûkusun yani…
Hani şu derya içinde
olup deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf…
Ve açsak yorgunsak, al
kan içindeysek…
Ve hala, şarabımızı
vermek için üzüm gibi eziliyorsak…
Kabahat senin demeye
de dilim varmıyor ama...
Kabahatin çoğu senin
canım kardeşim…
Nazım Hikmet RAN