8 Ekim 2009 Perşembe

Dünya Bankası ve IMF ye ayıp mı oldu? Sorunun cevabını öğrenmek için yazının sonunu bekleyelim.


Dünya Bankası ve IMF ye ayıp mı oldu? Sorunun cevabını öğrenmek için yazının sonunu bekleyelim.
08.10.2009

Dünya Bankası ve IMF yöneticileri ülkemizde ikinci kez toplanıyorlar ilkini de yanılmıyorsam 1954'de yapmışlar. İki toplantı yaptıkları başka hiçbir ülke yok.
Bu toplantılarda bu kurumlar Dünya Kapitalizminin işleyişiyle ilgili stratejik kararlar alırlar.

Bu kurumların işlevini anlayabilmek için ülkemizde ilgili uygulamalardan bazı örnekler vereceğim.


 Ülkemiz Osmanlı imparatorluğundan kalan borçlarını Cumhuriyet hükümetlerinin programlarıyla adım adım ödenerek 1950'li yıllarda sıfırlanmıştır. Borçu sıfırlamanın yanında Devlet SÜMERBANK, şeker fabrikaları, Çay-Kur, TEKEL Ziraii Denetim ve Donatım kurumu,(KİT) leri yaratmışlar. Türkiye'miz bu dönemde kendi ürettiğini tüketen korumacı ağırlıklı olarak kapalı bir ekonomik model uygulanmıştır.

İşte böyle bir dönemden sonra 2. paylaşım savaşının arkasından ortaya çıkan IMF ve Dünya Bankası savaşta ağır tahribata uğramış ülkelere ve Pazar ekonomisinin gelişmediği ülkelere kredi vermeye başlarlar Kredi alabilmenin koşulu emperyalistlerin hammadde ihtiyaçlarını ve pazarı olanaklarını genişletmektir.

 Ülkemizde bu dönemde MARSHALL yardımları alır. Zamanın hükümeti her mahallede milyarderler yetiştireceğiz dediği dönemde artık Vehbi KOÇ'LAR emperyalistlerin mallarını pazarda pazarlayan acente olmaktan çıkıp; onların teknolojilerini, patentlerini, isim haklarını satın alarak üretimi ülkemizde gerçekleştirirler. Ucuz işçi ve hammadde emparyal güçler için avantajdır.


 IMF'nin buradaki rolü pazarı aksatmadan genişletmektedir. Borçların geri ödenmesini sağlamaktır. Sadece kurum kendi verdiği borçla ilgilenmiyor, özel sektörün bir, başka ülkenin tekelci sermayesine de borcu varsa bunların da ödenmesini takip ediyor. Örneğin 2001 krizi yaşandığı günlerde zamanın hükümet başkanı Ecevit “özel sektörün tüm borçları hükümetin garantisi altındadır.” Açıklamasını yapmış ve holdinglerin dış borçlarını ödeme kararı almış ve de IMF 10,5 milyar dolar krediyi serbest bırakmıştı.


IMF'nin bize aldırdığı en önemli karar 24 Ocak 1980 kararlarıdır. Bu kararlar demokratik ülkelerde uygulanmaz diyen Ecevit haklı çıkmış. Zamlara, ücretleri düşük tutmaya, taban fiyatları IMF istediği düzeyde tutulmasına halk muhalefeti nedeniyle Demirel hükümeti kurumunun direktiflerine harfiyen yerine getirememiştir. Yönetime el koyan 12 Eylül generalleri Turgut ÖZAL'I başbakan yardımcılığına getirerek ekonominin direksiyonunu teslim etmişlerdir. Özal “12 Eylül olmasaydı bu ekonomik programın neticelerini alamazdık.”diyerek bu kurumun direktiflerinin halka açık bir zülüm uygulayan yönetim gerektirdiğini itiraf etmiştir. Şimdilerde de Honduras'ta darbeci hükümete 164 milyon dolar kredi açmıştır. Darbeci hükümeti açıkça meşru gören iki tane hükümet yok. İMF kredi verebiliyor. Onun derdi küresel sermayeni pazarı genişlesin gerisi önemli değil.
 Bugün ne durumdayız? AKP Özal'ın açtığı yoldan her şeyi özelleştirdi. Borç 500 milyar dolarlarda bütçede en büyük kalem faiz ödemelerine ayrılıyor 2009 bütçesi faiz ödemesi 50 milyar dolar seviyelerinde. Bu parayla 5 milyon işsize üç yıl süreyle işsizlik ödeneği verilebilir. Gerçek işsizlik 6 milyonun üstünde halan kaynaklar issizlik fonundaki kaynaktan bile hukuksuz biçimde hükümet sermayeye kaynak aktarıyor. İşsizlikle ilgili İzmir de soru soran gençlere Başbakan her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kural mı var? Yahut bütün halk iş güç sahibimi olacak diyebiliyor. Ali BABACAN, kemerleri sıkacağız diyerek halkın hak aramasının önünü kapatmak istiyor.
 
 İşte böyle bir ortamda İstanbul'da İMF başkanı konuşurken atılan ayakkabı aslında sadece IMF'Yİ incitmemiş başbakanı da küresel ekonominin işbirlikçilerini ve onların kalemşorlarını de ders vermiştir. İMF nin ekonomik yaptırımlarına karşı direnen işçilerin, işsizlerin, örgencilerin ve yoksul köylülerin mücadelesinin önünü açan eylemden dolayı GENÇLİK MUHALEFETİNİ kutluyorum. Selçuk ÖZBEK 'in eline sağlık diyorum.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder