Esnaflarımız
Yüzünü Sola Dönmeli Ve Kulak Vermelidir
Oda
seçimlerinin hemen hemen yarısına geldik. Biri hariç seçim sonuclarında
değişen bir şey yok. Aynı tas aynı hamam misali sonuçlar ortada duruyor.
Toplumumuzun tüm kesimleri tarafından yönetim anlayışlarından doğan sonuçlarını
yaşamaktayız. Sorunların yönetme yönteminden doğduğunu defalarca bu köşede dile
getirdim. Oysa ne yöneticiler tarafından ne de genel kurul üyeleri tarafından
algılanmadı. Küçük esnaf ve sanatkârların ciddi sorunları var. Bu sorunları
yukarıdan aşağıya çözmek mümkün değildir. İçe dönük sorunların nedenlerini ve
sebeblerini iyi analize ederek çözüm
üretmeliyiz.Bu demokratik anlayışla asla mümkün
görünmüyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ilçemizde yaşayan insanlarda
da fark ediliyor. Düşünün yaşadığımız ilçenin mahallesinde sosyo ekonomik yapı
faklı birazcık merkeze yakın bölgelerde farklı tam merkezde daha
farklı oluşmakta olduğunu görüyoruz.
Ekonomik
dengesizlik işsizler kesimi, asgari ücretli kesim, asgari ücretin %100 üzerinde olan bir kesim ve daha
yukarılarda olan diğer ekonomik yapımız var. Liberal ekonomik
politikaların yarattığı düzensizlik esnaf ve sanatkârları da çok ciddi
sorunlarla karşı karşıya getirmiştir. Bu sorunlardan kurtulmanın yolu çok zordur.
30 yıllık tekelci kapitallerin devleti kuşatarak tüm yaşam alanlarını farklı
yönlendirerek sömürmektedirler. Bu yanlış gidişatın nedeni serbest piyasacı
ekonomik sistemimizdir. Tekel işçilerinin yıllardan bu yana algılayamadıkları
özelleştirme politikaları şimdi geçte olsa aşağıdan yukarıya bir hak talebinde
bulunmuşlardır. Esnaf ve sanatkârlarımız da çok geç olmadan aşağıdan yukarıya
doğru hak talebinde bulunmak zorundadır. Ama maalesef mevcut oda başkanları ve
yöneticiler ile bunu yapmak çok zordur. Hani bir atasözü var “ülkemin
insanlarının ya kaçarken ya da … ken aklına gelir.” Yaklaşık 10 yıldır zincir
mağazaların esnaf ve sanatkârlarımıza zarar verdiği herkes tarafından fark
edilmiştir. Ama altından kalkılmaz bir borçla tüm esnaf ve sanatkârlarımız
boğulmaktadır. Sosyal güvencesini ve vergisini ödeyemeyen esnafımız tıkanma
noktasındadır. Yaşları 60'a gelmiş çok esnaf ve sanatkârımız emekliliği geldiği
halde emekli olamamıştır. Dönem dönem af çıkarılarak 5 ve 7 yıl devlet
bankalarından kredi verilerek eski borçları maaşlarıyla 5-7 yıl geri ödeyerek
emeklilik hakkı kazanıyor. Düşünün serbest piyasacı sistemin koruyamadığı esnaf
ve sanatkârımız 55-60 yaşına gelip hala emeklilik hakkını yaşı ve günü dolduğu
halde edinememiştir. Mezarda emeklilik tüm örgütlü yapılar tarafından defalarca
protesto edilirken. Esnaf ve sanatkârların yöneticileri ve örgütlü yapıları bu
yaşananları izlemiştir.
Meşru
demokratik haklarımız olan sosyal, ekonomik ve toplumsal haklarımızın bir
şekilde dile getirip talep etmeliyiz. Ama bu mevcut yapılarla asla mümkün
değil. Esnafımız ve sanatkârımız 1950'den bu yana muhafazakâr kesimler
tarafından siyasi ve toplumsal yapılardan uzak tutularak (Sen esnafsın siyaset
yapma!) devletin tüm kademelerinde yer alarak tüm yasaları kendi lehlerine
çıkarıp şimdilerde Tüsiyatçı ve Müsiyatçı olarak karşımıza dikilip çok ciddi
güç olmuştur. Bu güne kadar esnaf ve sanatkârlarımızın oy deposu olduğu sağ ve
muhafazakâr yapılardan uzak durup yüzünü sola dönmeli ve kulak vermelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder