31 Yıllık
Sürece 12 Haziran da Engel Olun.
24
Ocak 1980 kararlarıyla birlikte teslim alınmaya başlanan süreç hala devam
ediyor. Nereye kadar süreceği de meçhul. ABD,
AB güdümlü Cemaat-tarikat ve AKP ittifakının görevleri bitmedi.12 HAZİRAN DA ENGEL
OLUN.
GÜLEN'İN
1963 de ÖZAL'IN 1980 de üstlendiği görev 24 Ocak kararları ve 12 Eylül
darbesiyle birlikte piyasacı özelleştirme politikalarıyla devam etmiştir. Darbe
sonrası mevcut iktidarın temellerinin atıldığı ülkenin tüm kurumlarının dizayn
edildiği bir dönemin başlangıcıdır. Ülkemizin temiz inanç duyguları
kullanılarak gerçeklikten uzak taraflara yönlendirildi. DTÖ, DB ve IMF'NİN
kararları doğrultusunda tarımdan gelen gelirimiz bitirildi. Yabancı tekellere
teslim edilme girişimleri başladı. Yaşanan soğuk savaş dönemlerinin içinde
yapılan girişimler, ülkemizi yeşil kuşak teorisiyle yöneten ABD ve ÖZAL'LA
birlikte Ortadoğu ve Türkî Cumhuriyetleriyle olan ilişkilerinin cemaat-tarikat
bağlantılarıyla sürdürerek, Sovyetler Birliği çöküşü sonrasında Irak-Kuveyt
savaşı bahane edilerek Ortaasya ve Ortadoğu yeraltı kaynaklarının ele geçirilme
girişimleri başarıyla sürdürülüyordu.
ABD,
AB kendine özgü politikalarını hayata geçirmek için ülkemize gönderdiği
ekonomistlerle ÖZAL gibi Coni amcalarının isteklerini yerine getirmesi için bir
başka kurtarıcı gönderiyordu. Tansu
ÇİLLER. İki anahtar vadeden dönemin bakanı sonradan başbakanlık görevine gelen
Çiller, 5 Nisan kararlarıyla vaat ettiği iki anahtar yerine var olan halkın
kazanımlarını bir gecede ulusal ve uluslar arası sermeye transfer etti. “Gümrük
birliği anlaşması'nın” yapıldığı dönem olan Çiller döneminde ülkemiz AB'nin dev
şirketlerinin saldırısına uğramıştır. Önce allayıp pullayarak sunulan çok
basit kişiler, maalesef bu ülkede bakanlık, başbakanlık yaparak ülke
kaynaklarımızı uluslar arası şirketlere peşkeş çektiler. Sürekli iç işlerimiz
iş birlikçilerle dizayn ediliyor. Sürekli farklı kesimlerden kariyer
sevdalıları aranıyordur. 28 Şubat kararlarıyla yeni bir düzen içersine
sokulmaya çalışılan ülke yönetimimiz, böl-parçala-yönet taktikleri REFAHYOL
hükümetini de bitirdi. Devamında gelen hükümet, sermayenin göz diktiği tekelin
bazı değerli kar getiren yerlerini ve sigaraların isim haklarını istemektedir.
İlçemizdeki demokratik yapıda bu oynanan
oyuna gelmeden hemen tepkisini koymuş ve hemen arkasından geniş bir çalışma
başlatmıştır. Akhisar, Kırkağaç ve Soma da tütünde kota getirilmesine karşı
çıkılmıştır. Oynanan oyunun sonucuna ulaşmasına karşı imza kampanyasını
örgütleyerek meclise iletmiş, sonrasında Samsun, Yeni Harman sigarası ve
Akhisar sigara fabrikasıyla birlikte 4 aylık ciro değerine satılmasına engel
olmuştur.
İşbirlikçi
yöneticilerimiz ve uluslar arası sermaye bıkmadan, usanmadan kazanımlarımızı
ellerimizden almak için yoğun çabaları devam ediyor. Sıkışan siyasi ve ekonomik
daralma Abdullah ÖCALAN'IN
yakalanmasıyla ulusalcı-milliyetçi, özelleştirmeci-liberal koalisyon hükümetini
ülke gündemine getirmiştir. Yine görev başında olan siyasi ve ekonomik karanlık
güçler, Neo-liberal politikaları hayata geçirerek tüm ülke halklarının
kazanımlarını gasp etme çabaları 2000 sonu ve 2001'in başında bir şeyler bahane
edilerek yine insanımıza ciddi bir kriz yaşatıldı. Meşhur anayasa kitabının
başbakan ve cumhurbaşkanı tarafından birbirlerine atarak oku da öğren
restleşmesi sonucu bir gecede ülke krize girerek yeni bir şeylerin hazırlığı
yapılıyordu.
Transfer bakanlar, ülkemizin sorunlarını
çözmek için ABD, AB ile birlikte dünya çapında ekonomik örgütleri olarak da DB,
IMF, DTÖ tarafından ihraç ediliyor. İhraç bakanımız ülkeyi ekonomi bakanı
olarak değil, başbakan olarak yönetir duruma getirilmiştir.15 günde 15 yasa
çıkartılarak 20 yıllık yapılamayan özelleştirmelerin önü açılarak çok önemli
bir eşiği atlayarak ona uygun siyasi yapıda hazırlıkları yapılmaya başladı. Çok önceleri cemaat tarikat ilişkisi olan kimi
çevrelerin de desteğiyle fazilet partisinden yenilikçi kanat olarak tanınan
aslında ABD 'Cİ TAYİP, GÜL ve ARINÇ üçgenine yeni bir parti kurdurularak ulusal
ve uluslar arası sermayenin ihtiyaçlarına göre dizayn edilmeye başlandı. Milli
görüşçü diye yıllardır geçinen Erbakan'ın talebeleri kendisine de kazık atarak
ülkenin gelmiş geçmiş en büyük ABD'cisi oldular. Ülkenin kaynaklarını 9 yılık
iktidarında talan ettiler. Bu iktidarın şimdiye kadar yaptığı halkın
kazanımlarını sermayeye transfer etmektir. 1994 yılından sonra yereller
yönetimin tüm kaynaklarını kullanarak sinsice yerleştikleri kamu kurumlarından
verdikleri hizmetler tamamen cemaat-tarikat sermayesinin lehinedir.
Özelleştirmelerle başlayan süreç daha iyi
olacak söylentileri ile ülkemizdeki tüm halklarımız kandırılmaktadır.
Mücahit-Müşahit-Müteahhit her şeylere müsait yapının, devlet kurumlar, parti
ilişkisi iç içe geçmesi engel olunmazsa diktatör faşizan baskıları
artacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder