10 Mart 2012 Cumartesi

VEDA! Gözle ve Yüreğimle Gördüklerimi Yazıya Döken Okuluma


VEDA! Gözle ve Yüreğimle Gördüklerimi Yazıya Döken Okuluma  

İlk yazım’ı 17.08.2007 günü yazdım, son yazımdan bir öncesi başlangıç ve bitiş hedefini buldu ve bu sitede bundan sonra yazmayacağım. Ben yazmaya başladığımda küçük esnaf ve sanatkârlarımızın zarar göreceğini, dünya çapında ki sömürü ideolojinin Neo-liberal (uluslar arası sermayenin serbest dolaşımı) politikalarını saldırısı uğrayacağının işaretlerini almıştım. Mutlaka bu alanda bir şeyler yapmak gerektiğini düşünerek yazı yazmaya başladım. “Neo-liberal Ekonomik Saldırıda Ayakta Kalmaya Çalışan Esnaflar” Bir öncekide yazımda “Festival Akhisar’a ne getirdi ne götürdü?” Ve Neo-liberalizmi vahşi saldırısına bir cevapla bitti.
Hedefleri olan bir işin sonuçları mutlu eder insanı. Çok mutlu dört buçuk yıl geçirdim, az çamlar devirmedik (teknik hatalarımızdan dolayı af ola) her yıl bir diğerinden daha güçlü oldu. O güç çok büyüdü ilçe, il ve ülke çapında değer buldu. Kimileri yararlandı kimileride zarar gördü. Gerek sosyal, gerek toplumsal, gerek ekonomik ve gerekse siyasi düzeyde kavram kargaşasını yaratanlara ilkeli duruş göstererek yön verdiğime inanıyorum. Kimsenin, nerede durması gerektiğini bilmeden sürüp giden bir yaşama müdahale ederek ters düz etmeye çalıştım. Az-uz giderken çıt yoktu, düz giderken biraz hızlanınca-dokununca cıyyyyaklama sesleri geldi. Dur be kardeşim elbette birileri dur diyecekti bu gidişata. Yaşadığım şehirde dik durarak ilkeli devrimci mücadele vererek kazandığım kalıcı ilişkilerimle kredimi kullanarak misyon üstlenmem gerektiğini düşündüm. Omuz vermeden destekte bulunmayanların eleştirilerini dikkate almadım; yapıcı katıcı ve motife edici eleştirileri dinledim, haklı olduklarımı savundum nereden baktığımı söyledim, ikna edildiysem de kabul ettim. Gerektiğinde de özür diledim. Ama eleştirene karşı bir kıstasım vardı; günlük yaşantısında ne kadar örnek biriydi diye de önemsedim söylemle eylemi bir birini tutmuyorsa assıtır da dedim, süslü-teorik söylem değildir; eylem-pratiktir gerçekler.

KAMUSAL BİR GÖREV OLAN YEREL BASIN ETİK DEĞERLERİNE DİKKAT ETMEK

Kendi kendine gelişen yerel basında yaklaşık 7–8 yıldır eleştirmen yorumculuk görevi üstlendim. Kamuoyuna yansıyan haberlerin ne kadar gerçeği yansıttığını irdeledim. Farklı gözlerle de bakılacağını örnekler göstererek kanıtladım. Gerçeği buldum araştırdım ve yazdım. Birileri rahatsız oldu birileri işime çomak sokuyorsun dedi. Bende halkları kandırmanın bir bedeli olacağını, bu bedeli kandıranlar ödemesi gerektiğini çıkardım ortaya. Bizler ilkeli duruş göstererek bedeli ödedik, siz ilkesizler de ödeyin dedim. MASKELERİ DÜŞÜRMEKTEN DE HİÇ GERİ DURMADIM!

KÖŞE YAZARLIĞINI BIRAKMAYA GELEN AŞAMALAR! 

Eleştirel yorumculuğum bana köşe yazarlığı cesareti verdi. Dört buçuk yıldır da köşe yazarlığı yaptım ve bu sitede son yazımla noktalıyorum.
Gerekçeleri: Adımı soyadımı yazdığım halde yorumlarım engellendi, en önemli sorunlardan biri buydu. Site sorumlusuna defalarca söyledim kimi zaman engel olmadı, kimi zaman engeller çıkardı karşıma. Kimi zamanda rumuzun göründü ve hakaret küfür aşağılayıcı yorum yapmayın diye engel çıktı karşıma. Bu engelin doğru olmadığını onaylayamayacaksanız hiç değilse sil dedim; ben sitenin köşe yazarı olduğumu bu tümden siteye zarar vereceğini söyledim. Bir diğer sorun ise; sitede köşe yazarlarına iki reklâm sütunu kadar yer ayrılmadı. Yazarların başlıkları mutlaka okunmalı dedim, site açıldığında en son gönderenin gündemde olmasının doğru olmadığını mutlaka yeni bir sistemin olmasını istedim olmadı. Kopma noktasına gelen sorun; geçtiğimiz günlerde hakkımda şahitli ispatlı yaratılan “DEDİKODU”.
  
KOSGEB yetkililerinin hakkım da yalan iftira atarak şikâyet ettiğime yönelik suçlama yapmalar. Bu konuyu duyar duymaz şok yaşadım aslında birazda sevindim, şehrimizde yaşanan diğer dedikodular gibi değildi; çünkü söylenen yer belli söylenen kişi belliydi. Hakkımda söylenenlerin doğru olmadığını belirten basın açıklaması yapmam gerektiğini yakınımda ki bağlı bulunduğum siyasi partime ve aileme danışarak karar verdim. Akhisar da yerel basın olan tüm yazılı ve görsel basın mensuplarına giderek böyle bir basın açıklaması yapacağımı söyledim. İlk gittiğim yer halliyle yıllardır yazı yazdığım ve sorunlara da neden olan yazılarımın çıktığı akhisarhaber.com oldu. Diğer ücretli çalışanımız olan Kenan Molla ile görüştüm basın mensubu arkadaşım ben böyle bir basın açıklamasını yayınlamam dedi. Ben yukarıda ki gerekçelerimi sundum ciddi bir dirençle karşılaştım. Ve sorunun diğer site sahibiyle görüşmek üzere büyütmedim. Site sahibiyle de sorunu aşamayınca tekrar çalışmalarımı gözden geçirdim. Diğer yerel basından basın açıklamamı yaptım. Tekrar Kenan Molla’yla görüştüm hâla direnç gösterdiğini sorun aşılmaz bir halalınca da diğer site sahibi gelerek tekrar konuyu konuştuk. Site sahibinin çaresiz konumu karşısında tüm söylenenleri boşuna olduğunu ve karşılıklı saygı çerçevesinde helalleşerek noktaladık. Benim tekrar ısrarcı olmamamın sebebi Kenan Molla’nın bana “SEN KİMSİN” basın açıklaması yapacaksın sözü oldu. Bu söz beni çok kırdı çünkü benim kim olduğumu kendisi çok iyi bilen biriydi. Sen kimsinden kastı neydi bilmiyorum. Belki kişilere bakış açısı farklı olabilir; ama benim kendisinin tam yirmi yıllık berberi olduğumu ve akhisarhaber.com un üçüncü gücü olduğumu sitemizin hücrelerine kadar işlemiş biriydim. Son dört yazımın 2000 üzerinde okunduğunu isterse görebilir. Hem de F5’e tenezzül etmeden ve her hafta da 1000–1200 kişiye mesaj atan siteye girici kazandıran en önemlisi de ekonomik açıdan karşılıksız emekçisi olduğumu sanırım unuttu.  



Sonuç olarak akhisarhaber.com benim gözle ve yüreğimle gördüklerimi yazıya dökme de ve kendimi geliştirmemde en önemli okulum oldu. Bu yüzden de sahibi olan Pınar-Barış Gezici eşlere ve Kenan Molla’ya bana dört buçuk yıldır bu imkânı verdiklerinden dolayı TEŞEKKÜRLER! HOŞÇA KALIN!
Not: Yazarlık yapanlar mutlaka ideolojik bir temele dayanmalı, benimde temelimi sağlamlaştıran başta Mahir-Hüseyin-Ulaş ve sonraki çizgisini devam ettiren teorinin hala savunucularına teşekkürü bir borç bilirim. Günlük beslenmemi sağlayan sosyal, toplumsal, ekonomik ve siyasi güç olan BirGün gazetesine, yeniden devrim sitesinin yazarlarına ve AnasayfaMuhalefet sitesine de ayrıca teşekkür ederim. Sosyalist devrimci mücadeleyi veren karşılıksız çalışan tüm basın emekçilerine selam olsun.

Derin felsefi sözler: 

Boş bir çuvalın dik durması zordur. BENJAMİN FRANKLİN
Kendini sonsuz küçültmek ya da sonsuz küçük olmak, Birincisi mükemmellik yani eylemsizliktir; İkincisi başlangıç yani eylemdir. FRANZ KAFKA
İnsanın özgürlüğü, kendisine yapılanlara karşı takındığı tavırda gizlidir. JEAN PAUL SARTRE
Doğru yaşam; ne zaman başlar ki bu? Kaçılır mı yoksa geçip gidilir mi? ROSA LUXEMBURG
Kaybettim sandıkların, kurtulduklarındır belki. Unutma, kimi gittiği yeri mutlu eder, kimi terk ettiği yeri. OSCAR WILDE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder