16 Nisan 2012 Pazartesi

Yüz Yıllık Hesapların Sonu Mu Geliyor? 1


Yüz Yıllık Hesapların Sonu Mu Geliyor? 1




Üç Generalin Yargılanması Sorunu Çözmez. Yüz Yıllık Tarihin Sorgulanması Gerekir.

12 Eylül 1980 darbesi ve 12 Eylül 2010 referandumu sonuçtur. Önceleri ve sonraları vardır. 

Yüz yıllık hesapların sonumu geliyor? 

Yaşadığımız sorunların esas nedeni, kapitalizmin ve emperyalizmin hegomanyasının iflasının bir sonucudur. Bu sürecin öncesi ve sonrasındaki tarihi olaylar ve alınan kararlar. 

12 Eylül 2010 Referandumu
27 Nisan 2007 Muhtırası
3 Kasım 2002 Kasım seçimleri 
Şubat 2001 Krizi 
28 Şubat 1997 Post-Modern Darbe
5 Nisan 1994 Kararları 
1991 Genel Seçimler 
1989–1991 Yıkılan Reel Sosyalist Sistem 
1989 Yerel Seçimler 
1982 Anayasası 
24 Ocak Kararları ve 12 Eylül 1980 Darbesi 
1980 Fatsa Nokta Operasyonu ve Çorum Olayları 
1980 Demirel Başbakan Turgut Özal’ın Rolü
1978 Maraş Olayları
1 Mayıs 1977 Taksim Olaylar
12 Mart 1971 Muhtırası
1963 Yılında Gelişen Komünizmle Mücadele Dernekleri (Fettullah Gülen) 
27 Mayıs 1960 Darbesi
1955 Yılında Ordunun Orta Düzeyli Subayların ABD Deki Eğitimi. 
1952 Yılında NATO Anlaşması 
1948 Yılında Marshall Yardımları 
1928’de Başlayan 1932–1938 Yıllarına Kadar Süren Dersim Olayları. 
1919–1920–1923 Yılları Arası Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin Kuruluşu. 
1919 Yılından Önceki Osmanlı İmparatorluğunun 600 Yıllık Kapitalizmin ve Emperyalizmin Hegomanyası  

12 Eylül 2010 Referandumu
12 Eylül 2010 referandumundan bu yana darbenin kapitalizmin yukardan aşağıya doğru darbesini tüm Ortadoğu bölgesi hissediyor. Buna çanak tutan “yetmez ama evetçiler de %58’e desteklerinden dolayı da yaşanan sürecin sorumlularıdırlar. Darbelerden ve darbecilerden ancak ve ancak karşısına dikilmiş muhatapları, halkların adına kurulmuş bir iktidarla hesap sorar. Darbelerin yarattığı tüm hukuksuzluğunun üzerine kurulmuş iktidarına koltuk değnekliği yaparak hesap sorulmaz. Onun için iki HAYIR!

27 Nisan 2007 Muhtırası:
Eğer iktidar darbelere karşıysa 27 Nisan 2007 muhtırasına neden hiç dokunmaz. Gizli görüşmelerde verilen özel sözler mi vardır? Devletin iki önemli kurumunun en süt görevlilerinin yapan kişiler, muhtıra sonrası yapılan görüşmeler kamuoyundan saklayarak görevlerini yapmış mı oluyorlar? Muhtıraya teşebbüste etmiş kişiler yargı önüne çıkarılmıyorsa, kendine güdümlü konuma getirilenler korunmuş olmuyor mu? Neden acaba zırhlı araçla gezmekte olan dönemin genelkurmay başkanı neden yargılanmamaktadır? Mezara kadar gidecek sır nedir? 
 
3 Kasım 2002 Kasım Seçimleri
3 Kasım 2002 Kasım Genel seçimleri allanıp pullanarak yenilikçi AKP iktidarının ülke yönetimine servis edilmesi seçimidir. Kim daha iyi neo-liberal ekonomik politikaları hayata geçirirse o iktidara en yakın partidir. Bir yıl öncesi sol liberal sentez diye ihraç edilen Kemal Derviş’in dünya bankası aracılığıyla ülkemize gönderilerek tutturulmaya çalışılmış ama maalesef becerilmemiştir. Yerine muhafazakâr demokrat kavramlarını benimseyen, liberallerin de desteklediği Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç,  Addüllatif Şener (Recep Tayyip Erdoğan’a dayanamayıp ayrılan) dörtlüsüne ek olarak ANAP döneminin 20–30 tecrübeli siyasetçileriyle AB-ABD güdümlü iktidarın başlangıç tarihidir. Kısa sürede iktidar olan AKP’ne görevler üstlenmiş hala görevini yapmakta mıdır?  

Şubat 2001 Krizi 
Her kriz kendi içersinde bir politikanın hayata geçmesidir. Çıkarılamayan yasaların çıkarılması için ülkemizin ekonomisi dışa bağımlı nedeniyle krize sokulmuş ve o dönem iktidara dışardan ihraç edilen Kemal Derviş 15 günde 15 yasa çıkararak IMF den kredi isteğiyle tamamen dışa bağımlı olmuştur. Soru işaretleriyle dolu kriz süreci vardır. Her alınan kredinin karşılığı anayasada bir değişiklik demektir.  

28 Şubat 1997 Post-Modern Darbe
Post-modern darbe diye adlandırılan 28 Şubat Milli görüş iktidarına yapılmıştır. Bugünün Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de içinde olduğu Refah Partisine yapılan ve iktidardan indirilen post-modern darbedir. Henüz yeni davası görülmeye başlanan 28 Şubat, aslında olamayan AKP’nin kuruluş aşaması hazırlık dönemleridir. Hem ABD dede hem de ülkemizdeki tarikat-cemaat ilişkileri güçlendirerek Ülkemiz yenilikçi post-modern bir sürece sokulmuştur. Mevcut düzenin ve sistemin figüranları 28 Şubat’a olan tavırları kayıkçı dövüşüne benzerdir. Gerek Abdullah Gül Recep Tayyip Erdoğan gerekse Deniz Baykal, Fetullah Gülen iktidar uğruna yapılan darbelere göz yumarak, ortak tavır alamamışlardır. Nedeni ise yıkıldıktan sonra yerine geçmek içindir. Acaba bu gidişle Orta Doğuda 3. dünya savaşına yol açıp devleti yıkanlar olamasınlar. 

Evet, Ülkemizde birileri darbelerden nemalanmak için yanlarında yer aldılar. Ama bir kesim var ki yüz yıldır darbelere ve kapitalizme-emperyalizme hep karşı durdular.Bunlar bu Ülkenin en namuslu Kominsitleri, Sosyalistler ve Devrimcileridir. 

28 Şubata tavırlarda “Ne Refah Yol Ne de Hazır Ol” Mitingi ilede Sultan Ahmet meydanında 12 Eylül’e karşı muhatap oldukları gibi 28 Şubata da 60 bin kişiyle cevap vermişlerdir.                   

5 Nisan 1994 Kararları 
Yine kriz yine yeni ekonomik politikaların hayata geçiş krizi yaşanan yıldır. Ekonomist Tansu Çiller iki anahtar vaadi ile siyasi hayatımıza giren kişi ilk önce bakan sonrasında Başbakan olmuştur. Gümrük birliği anlaşmasıyla ülkemizi sıkıntıya sokan kararların altına imza atan kişidir. Maalesef Özal Çiller’de Derviş gibi ABD patentli ekonomistidir. 

1989–1991 Yıkılan Reel Sosyalist Sistem
Gerek Avrupa da ki gerekse Sovyetlerdeki çöküş dünyada tek kutuplu dünyanın ilanıydı. 2000’lere kadar zaferini ilan eden Kapitalizmin yaşattığı insansızlaşma Dünyası 2000’lerden sonra ise sorgulanma dönemine girmiştir. Bununda alternatifini üretecek olan sosyalistlerin vereceği devrimci mücadeleyle olacak 21. yüz yılın sosyalizmi inşa süreci başlamıştır.            


1991 Genel Seçimle
Demirel’in ve Erdal İnönü’nün koalisyon ortağı olduğu DYP-SHP iktidarının yaşandığı dönemdir. DEP-SHP ile ortak seçime girerek meclise giren ve sonralarında Tansu ÇİLLER Murat Karayalçın’lı dönemlerin yaşandığı. 2000’lere doğru tırmanan çok kötü günlerin yaşandığı failli meçhul cinayetlerin yaşandığı en acı günlerdir. 

1989 Yerel Seçimler 
ANAP iktidarının ikinci döneminde SHP’ye verilen gücü maalesef iyi kullanamamıştır.%47’ile iktidara gelen sosyal demokratlar 1977 yılında da Ecevit’e de %41 destek verildi. Ne Ülkeye, ne Kürt sorununa ve ne de Alevi sorununa çözüm üretildi. Nedeni ise niyetlerinin düzenin ve sistemin yürümesi içindir. Çünkü bu düzenden beslenenlerin diğer bir kesimi de sosyal demokratlardır.  

1982 Anayasası 
Faşist darbenin 1982 yılında ki halk oylaması %8.63 HAYIR %91.37 EVET ile kabul edilmiştir. Oylamanın hangi koşullarda yapıldığını sanırım tüm ülke insanı biliyor. Bu bağlamda aslında 12 Eylül 2010 oylamasının (%43 HAYIR %58 EVET) hayır oranı aslında 1982’ye göre bir başarıdır. Çakma solcular (yetmez ama evetçiler) hariç aklıselim kimse yapılan anayasa değişikliğindeki zokayı yutmamıştır.12 Eylül 2010 oylaması yalnızca 15 madde değişikliği gösterilerek 27 maddenin kabulüyle sonuçlanmıştır.    

24 Ocak Kararları ve 12 Eylül 1980 Darbesi 
Her krizde olduğu gibi 24 Ocak 1980 yılında alanın kararların hayata geçirilmesi için mutlaka darbe şarttı. Bu da ön hazırlığı yapılmış ülke sağ sol çatışması var diyerek 12 Eylül darbesi yapılmıştır. Öncesi ve sonrası yapılan açıklamalar çok önemlidir. ABD Başkanının bizim çocuklar işi başardı. Fettullah Gülen askeri göreve çağırarak ve sonrası da yapılan darbeye selam duruyoruz açıklamaları vardır. TÜSİAD’a bağlı işveren sendikası başkan Halit Narin şimdiye kadar işçiler güldü; şimdi bizler güleceğiz demiştir. MHP genel merkez yöneticisi de düşüncemiz iktidarda bizler ceza evindeyiz demiştir. Bu açıklamalardan yola çıkarak şimdiki ekonominin de tekelleştirilmesiyle neler yapıldığı nelerin hedeflendiği sanırım anlaşılıyor. 

1980 Fatsa Nokta Operasyonu ve Çorum Olayları
Temmuz aylarında başlayan süreç 12 Eylül’e kadar kanlı günlerdir. Çok ayrıntıya girmeden iki açıklamayı aktarmak istiyorum. 

1. Demirel’in Çorumu bırakın Fatsa’ya bakın açıklaması. Oysa Çorum’da Alevilerin evleri yakılarak insanlar katledilirken Fatsa’da mahkemedeki dosya sayısı 38'e inmiştir. 

2. Kenan Evren’in açıklaması bizler gelmeseydik Fatsa’da kinler gelecekti. Fatsa’da halkın iktidarı vardır; bu da egemenleri rahatsız eden bir durumdu.

1980 Demirel Başbakan Turgut Özal’ın Rolü
Demirel Başbakan iken ekonominin başına tam yetkiyle Özal’ı getirir ve sonrası 24Ocak kararları ve darbe sonrası cunta hükümetinin de ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak yetkilerle donanmıştır.
Daha sonraları kurulan ANAP’ın kurucu Genel Başkanı, sonraları Başbakan yapılan görev icabı taçlandırılan Cumhur Başkanlığı görevleri almıştır. Çok ilginç bir tesadüf olmalı ki Derviş-Çiller gibi Özal’da Dünya Bankası’ndan gelen ABD güdümlü bir memurdur.    

Yüz yıllık yazının devamı çok önemli yazılarım olduğundan sonraki yazımda devam edecektir.  
Not: Darbeye karşı direnen kaybettiğimiz devrimci değerlerimiz.
Fotoğraf ve isimler.

12 EYLÜL DAVASI
Unutulmasınlar Diye...
1980 Askeri Darbesi yargılanıyor. Darbeciler savunmalarını "müdahale için herkes mutabıktı" diyerek veriyor. "Unutulmasınlar Diye..." adlı albümdeki devrimciler, "mutabık olmayan insanların" temsilcileri. 
12 Eylül sonrası mücadeleyi bırakmayanlar "unutulmasın..."

Unutulmasınlar Diye... Albümü'ndeki isimler

Mine Bademci, Gürsel Çavuşlu, Ergül Dinç, Feridun Aydınlı, Mehmet Kuru, Zeynel Abidin Ceylan, Metin Eryaşar, İhsan Abdi Önal, Abdurrahman Çetin, Alaattin Bölükbaşı, Ahmet Yüksel, Sadi Ekiz, Özbil Aras, Harun Gökkaya, Şener Yazar, Özgüç Tuncay, Ayşe Makak, Kemal Özdemir, Tevfik Karataş, Himmet Uysal, Kenan Gürsey, Bayram Lafçı, Duran Köse, Adem Özer, Behçet Dinlerer, Sabahattin Demir, Ayhan Eskici, Ahmet Gürler, Ahmet Sakin, Taner Uzun, Erkan Uzuneminağaoğlu, Ali İhsan Özer, Mustafa Şahin, Fahri Dede, Gürsel Morkan, Munzur Geçgel, Mahmut Kaya, Cemil Kırbayır, Ayhan Alan, Ahmet Uzun, Himmet Tarhan, İhsan Ermiş, Kenan Şengöz, Veli Eskili, Adil Yılmaz, Zekeriya Aydemir, Cengiz Şahin, Cemil Tıpırdamaz, Tuncer Önçeken, İbrahim Çelik, Soner İlhan, Kenan Aydın, Selim Martin, Mehmet Gümüş, Ensar Karahan, Asım Keser, Ahmet Kılıç, Gürsel Küçükyıldız, Alaattin Murtaza, Hasan Sabitoğlu, Zeki Subaşı, Erdinç Coşkun, Veysel Güney, Arif Turanlı, Mehmet Emin Kutlu, Mustafa Özenç, Metin Sertbulut, Hıdır Erdemir, Mustafa Sevil, Alaattin Demirci, Cengiz Aksakal, Şükran Çavuş, Şerif Yazar, Muammer Pabuçoğlu, Gökalp Çiftçioğlu, Hasan ök, Satılmış Şahin Dokuyucu, Alaybey Yılmaz, Süleyman Ölmez, Vahap Atılgan, Zafer Müctebaoğlu, Turgay Erbay, Mehmet Durmaz, Yalçın Aslan, Gaffur Avşar, M. Mutlu Çetin, İsmail Kıran, Abdullah Gülbudak, Timur Tüzün, İlhan Durmuş, Cavit Kaya, Orhan Keskin, Kadir Aksoy, Mehmet Ali Sağıt, Habil İrgül, Necmettin Karagülle, İbrahim Levent, Ayhan Gökvelioğlu, Ahmet Pehlivan, İlyas Has, Hıdır Aslan, Halis Bilge, Ali İşçi, Fikri Sönmez, Kenan Özcan, Gülay Tanrıverdi, Şerafettin Tırıç, Muammer Özdemir, Ahmet Çetin, İnkılap Dal, Zeki Dümen, Recep Demir, Orhan Aker, Temel Coşkun, Mustafa Şahbaş, Kürşat TİMUROĞLU, Aydın Erol 

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder